|
|
Tepesine 'balyoz' inen imajlar
Böylesi komedi filmlerinde olur. Değil üçüncü, dördüncü dünya ülkeleri olsaydı eğer, oralarda bile böylesi olmazdı. Başbakan'ın hastalanmasında balyoz hangi imajların tepesine indi, hangi imajlar güçlendi dersiniz? Tepesine balyoz inenler: *Türkiye: Tam da Fransa'ya karşı bir cephede savaşırken, Başbakan koruma aracında baygın şekilde mahsur kalıyor ya. Kim bilir kimler Türkiye'yle nasıl dalga geçtiler? Başbakanı hastaneye gelip, hastaneye giremeyen bir ülke AB'ye nasıl girer? *Emniyet Teşkilatı : Koruma zafiyeti hiç yoktan üzerlerine kalmadı mı? Şoför ve yakın koruma panikledi diyelim, diğer arabalarda bulunan korumaların her yerde, makam aracı durur durmaz kapılarına yapışmaları yalnızca bir şovmuş demek ki. *Ömer Çelik : Nasıl oluyor da koruma ve şoför arabadan fırlarken, kollarındaki baygın Başbakan'ı bırakıp o da dışarı fırlıyor? Krizlerdeki soğukkanlı Ömer Çelik imajı yerle bir. Ama anlaşıldı ki danışman tahterevallisinde bu aralar yukarıda olan Ömer Çelik'miş. İmajı güçlenenler: *Tayyip Erdoğan: Yemeden, içmeden ülkesi için çalışan, bu uğurda hastanelik olan başbakan. "Kaybettim" dediği puanları o gün kazanmıştır. Madem şeker hastası ne diye oruç tutuyor diye soran bile yok. *Mercedes: "Dünya gelse şoför boş bulunmadıkça arabadaki emanete dokundurmam. Beni ancak balyoz yıkabilir." imajıyla sempatileri topladı. *Ve tabii balyoz : Sen yıllarca işçinin sömürülmesinin simgesi ol, sonra gel Başbakan'ın kurtarıcısı payesi kazan. En ilkel alet olarak teknoloji harikasını un ufak et. Balyozu alan milletvekili "bunun yaptığını çekiç yapamaz" deyince, Bekir Coşkun'un ifadesiyle bir de "balyozu şerif" olmaz mı? Olur. Ne diyelim, biz hep gülüyoruz ağlanacak halimize. Başkaları da gülüyor bize.
|