Kamhi'ye göre, AB'nin önündeki en büyük engel Papa
Türkiye, yıllardır 'irticayı' tartışıyor. Tartışmalar son bir haftada iyice alevlendi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, "Laikliği yeniden tanımlayalım" deyip tartışmayı farklı bir platforma çekmeyi başardı. Arkasından Başbakan Erdoğan, "irticanın tanımını yapalım" diye öneride bulundu. Ortalık iyice gerildi. Bileni, bilmeyeni herkes kendi cephesinden irtica tanımı yapmaya başladı. İrtica, popülist bir kelime oldu... Korku toplumu olan Amerika'nın sinek ve böcekleri bile bahane edip halkta panik yaratması gibi biz Türkler de ne zaman başımız sıkışsa irticadan söz etmeye başladık. Korkularla yaşıyoruz. Türkiye'nin cari açık, giderek artan dış borç stoğu ve enflasyon gibi yeterince korkusu var. Böyle bir süreçte en az konuşan kesim burjuvalar. Çok konuşuyor gibi görünüp hiç konuşmuyorlar. Bu ülkede burjuva yok. Türkiye'de burjuva sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Acaba, Türk burjuvazisi irtica konusunda ne düşünüyor? Onların derdi liberal bir söylemle 'varsa yoksa AB' mi? Ya da küresel dünya ile entegrasyon mu? Tam tartışmanın göbeğinde Türkiye'yi ziyaret eden Milletlerarası Ticaret Odası Başkanı (ICC) Marcus Wallenberg düştü. Kendisi için düzenlenen yemeğe iş dünyasının duayenleri gelmişti. AB yolculuğu, irtica ve laiklik konusunu herkese açık açık sorduk. En radikal yorumlar Profilo Holding'in kurucusu Jak Kamhi'den geldi. Kamhi, hiçbir zaman sıradan bir işadamı olmadı. Özellikle, Türkiye-Fransa ilişkilerinde gönüllü bir diplomat gibi çalıştı. Kendisi sıkı bir AB misyoneri. Her şeyden önce de vizyonu olan çok iyi bir işadamı. İktisadi Kalkınma Vakfı'nın (İKV) yıllarca başkanlığını yaptı, İKV'nin yönetiminde yer aldı. Türkiye'nin AB yolculuğu konusunda geçmişte islamcı siyasetçileri bile bilgilendirdi. Kamhi, yıllar önce, 'AB, Hristiyan Kulübü. Bizim orada ne işimiz var. Niye bu kadar ısrar ediyoruz?' diye kendisinden bilgi isteyen Milli Görüş'ün lideri Necmettin Erbakan'a bakın neler söylemiş: 'Hele Türkiye olarak AB Yönetim Kurulu'na girmeyi başaralım, eğer sıkılırsak çıkar, gideriz. Korkmayın! AB Kulübü bizim ülkenin çıkarları için gerekli.' Jak Kamhi, 'Erbakan'ı bile ikna ettim' diyor ve ilave ediyor: 'Türkiye çok iyi yolda. 40 yıl önce insanlar daha çok kapalıydı. O vakitler ben daha çok ürküyordum. Şimdi insanlar daha az kapalılar. Kendilerine dikkat ediyorlar. Dolayısıyla türban sorun yaratmıyor.' Bu değerlendirme tartışılır!!! Ancak, AB ile yaşadığımız görünürdeki sorunları aşma şansımız var mı? Kamhi, yüzde 6-7 büyüyen bir ülkeyi AB'nin dışlayamayacağına inanıyor. Kamhi'ye göre, Türkiye-AB ilişkilerinde sorunlar aşılır. Ama AB'de asıl sorun AB'nin kendi içinde. Jak Kamhi, AB'nin önündeki en büyük engelin Papa XVI. Benedikt olduğunu söylüyor. Niye? Kamhi diyor ki: "Papa XVI Benedikt AB'yi dini bir birliğe götürmek istiyor. Oysa, AB laik bir birlik. Dolayısıyla Papa'nın tavrı değişmedikçe AB'de sorunlar bitmez." Şimdi Papa'nın 28 Kasım'da başlaması beklenen tartışmalı Türkiye ziyareti öncesi bu yorum hassas. İrtica tartışmasına da farklı bir yanıt.
|