|
Türkiye'de neden ünlüler hiçbir konuda konuşmaz?
|
|
Aslında konuşsalar da bir şey söylemezler. Marlon Brando, Kızılderililerin içinde bulunduğu kötü şartlara dikkat çekmek için Oscar törenine çıkıp ödülü almamıştı. Hiçbir örgüte, vakfa, organizasyona filan üye de değildi. Var mı bugün Türkiye'de böyle delikanlı bir ünlü?
EĞLENCE dünyasının ünlü isimlerinin birer vicdanları olduğu ilk ne zaman, nasıl fark edildi, hatırlamıyorum. Belki onların kendi vicdanlarını fark etmelerinden de önce, bunu kullanabileceklerini düşünenler tarafından... İlk ne zaman sosyal yaraları tedavi etmek zorunda hissettiler kendilerini? Ya da ne zaman toplum için ya da kendilerini anlatmak için iki çift laf etmeye kalkıştılar? Eğlence endüstrisinin dünya çapında büyüyüp, starların ortaya çıktığı 20. yüzyıl başı Hollywood'u mu? Emin değilim. 20'lerde, yanında çalışan zenciyi dövüp azarlamayan film yıldızı 'insancıl' kabul ediliyordu. Sistem karşıtı mesaj verdiği bile düşünülebilirdi. Buna sosyal mesaj ya da proje denir mi? Denmez galiba.. Elvis ve Beatles ile başlayan 50'ler ve 60'larda, televizyonun önlenemez yükselişini yaşadığı dönemde mi değişti her şey? Belki işlerinin sadece şarkı söylemek, film çekmek olmadığını anlamaya başladılar. Toplum üzerindeki büyük güçlerinin 'faydalı' bazı işlerde kullanılabileceği fark edildi. Bunun imajlara faydası olacağı anlaşıldı. Marilyn Monroe'nun Pasifik'teki Amerikan Donanma Askerleri'ne şarkı söylemesi etkili bir şey. Ama bu sosyal içerikli bir proje mi? İnsanlığa fayda sağlayan bir yanı var mı? Pek yok galiba. Ya da Frank Sinatra'nın ordu ve II. Dünya Savaşı'ndaki kahraman ama bir o kadar da uçarı ve sempatik Amerikan askerlerini anlatan filmleri.. Pasifik Adaları'nda bir yerlerde ya da Fransa'da mutlaka kurtarılacak, Amerikanlaştırılacak ve âşık edilecek / olunacak güzel ve genç kadınlar vardır. Propaganda mı dediniz? Neden olmasın? Peki, nedir sosyal yönü olan ünlü? Var mı böyle bir şey? Ya da olmalı mı? Mecbur mu para kazanıp ünlü olan biri ille de mesaj vermeye? Hiç değil. Ama eğer istiyorsa.. İstiyorsa bu konuda özgür olduğunu bilmeli, öyle hissetmeli. Özgür değilse, içi rahat etmiyorsa kafasını kuma sokup insanları ve kendini kandırmaya çalışmamalı. Mesela Marlon Brando, Kızılderili haklarına ve onların içinde bulundukları kötü duruma dikkat çekmek için Oscar törenine çıkıp ödülü almamıştı. Delikanlı bir hareket. Hiçbir örgüte filan üye olmak da gerekmiyor. Var mı bugün Türkiye'de bu düzeyde bir 'selebriti' zihin? Brando, hükümete her zaman gıcık oldu ve hayatı boyunca eleştirdi. Bu, onu örnek alınacak biri yapar mı, bilmiyorum. Ama en azından doğru bildiği şeyi söyledi, inandığını yaptı. Peki, böyle kaç ünlü isim var çevrenizde?
'SUS,HADDİNİ BİL' Türkiye'de Cem Yılmaz 'Çocuklar Ölmesin' isimli bir kampanyaya katılmadığı için eleştirildi. Efendim, niye sanatçılar ağızlarını açıp iki kelime etmezlermiş hiçbir konuda? Günaydın bayanlar ve baylar. Burası Türkiye. Hangi sanatçı, hangi fikrini söyleyebildi özgürce bugüne kadar? Kim bugün hükümeti, icraatları delikanlı gibi eleştirebiliyor? Kim yapabiliyor ki bunu gerçekten, şov âlemi geri kalsın? Kim ülkenin yıllardır iç içe, yüz yüze olduğu meseleler hakkında kendini özgürce ifade edebiliyor? Kim Türkiye'nin hangi dünya meselesini özgürce tartışabiliyor? Bunu kim yapabiliyor ki sanatçılar, şarkıcılar, komedyenler yapabilsin? Eğer sen adama "Sus, haddini bil kafanı ezerim," mesajı verip aba altından sopa gösteriyorsan toplum olarak, sonra "Çocuklara yardım etmedi, efendim açları doyurmadı," diye söylenmeye, eleştirmeye hakkın var mı? Bunun anlamı da elbette ülkemizde ülke ve dünya meseleleriyle ilgili, bilgili ve bilinçli derya gibi ünlülerin olduğu ve konuşmak için yanıp tutuştukları anlamına gelmiyor. Sözünü sakınmayan pek az grubu ve müzisyeni bunun dışında bırakırsak seviye ortada.. Daha önce de bu köşeyi okuyanların hatırlayacağı gibi onlarca defa yazdım, söyledim. Bizim ülkede kimse ne etliye ne de sütlüye bulaşır. "Aman kasedim az satar," zihniyeti hâkimdir. Bir keresinde bir şarkıcının menajeri, Fenerbahçeli olduğunu dünya âlemin bildiği sanatçısını formayla fotoğraflamak istediğimizde bize "Aman Galatasaraylılar ve Beşiktaşlılar kaset almaz sonra," demişti. Biz şimdi bu isimden fikir açıklamasını bekliyoruz. Aman, sussa daha iyi belki.. Herkese hoş görünmeye çalışmak insanı karaktersiz yapar, başka bir şey değil. Çünkü öyle olduğu zaman ağzından en fazla "Çok güzel bir çalışma oldu, Allah'a şükür satışlar da iyi gidiyor," lafları çıkar. "Artık önümüzdeki maçlara bakacağız," gibi bir şey işte. Bunun anlamı şu: "Benim söyleyecek hiçbir şeyim yok. Ben düşünmüyorum. Ayrıca düşünsem de anlatamıyorum, Türkçem yetmiyor." Ben öyle sadece 'live aid' tarzı projelerin yüceltilmesine de karşıyım. Sanatçılar gerektiğinde dünyada siyasi meseleler için de bir araya gelebilmeli. Herkesin 'Deccal meccal' diye eleştirdiği, lanetlediği ABD'de demokrasi yüzlerce ünlü sanatçının bir araya gelip "Bush bir daha seçilmesin," diye konserler dizisi yapabilmesine izin veriyor. Allah aşkına bunun Türkiye'de olabildiğini düşünsenize... Oysa bizim ülkemiz, en çok para verene seçim şarkısı satan starlarla dolu, daha ne diyeyim. Ne zaman herkes özgürce fikrini söyleyebilir, eleştirebilir, o zaman açlar da kurtulur, çocuklar da... İkisi bir arada oluyor. "Çocuklara yardım et, ama ağzını açma," diye bir formül yok, maalesef çağdaş dünyada. Kimse Cem Yılmaz'a kızmasın, bozulmasın. Kızanlar, resmin tamamını görmeye çalışsın.
|