|
 |
 |
 |
 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
SMS: MS yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|

Rehn: Askerle de görüşmek isterim
Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjoerg Kretschmer'in, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne dönük sözlerine tepkisi Türkiye-AB ilişkilerini etkiler mi? Türk-İş'in dün düzenlediği sempozyum öncesi, AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn ile sohbet ederken bu soruyu yönelttik. Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu ile Türk-İş Başkanı Salih Kılıç'ın da dikkatle dinlediği yanıtında Olli Rehn, havayı yumuşatma gayretinde oldu. Sohbetimiz sonrası düzenlenen basın toplantısında da belirttiği gibi, Org. Büyükanıt'ın konuşmasının metnini henüz okumadığını söyledi. Türkiye'de "sivil-asker ilişkilerinin demokratikleşmesi de dahil önemli reformların yapıldığını" anımsattı. Finlandiya ordusunda görev yaptığını, Türk askerinin son yıllarda "hem kendi ülkesini savunmada, hem de barış güçlerine verdiği katkılarda" önemli başarılara imza attığının söyledi. "Havada yanlış bir anlamanın söz konusu olabileceğini" belirterek tansiyonu düşürdü. Ancak, basın toplantısında söylememekle birlikte, sohbetimizde "önemli bir mesajı" kayda geçirme gereği duydu: "Nasıl bugün işçi sendikaları ile diyalog kuruyorsak, Türkiye askeriyesi ile de diyalog içinde olmak isterim..." Acaba AB yetkililerinden birinin Ankara gezisi sırasında Genelkurmay'ı da ziyareti söz konusu oldu mu? Konunun uzmanlarına sordum, anımsayan çıkmadı. Sadece "Kemalizm Türkiye'nin AB üyeliğinin önünde engeldir" diyen ve Türkiye ziyaretinde saçma sapan şovlar yapan, eski Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Arie Oostlander'ın, randevu talebine Genelkurmay'dan gelen ret yanıtı anımsandı.
Kıbrıs planı Sohbetimizin bir diğer konusu Rehn'in Ankara temaslarında ele alacağı ağırlıklı konunun ne olduğuydu. Rehn, "Kıbrıs olacak" deyip ekledi: "AB Dönem Başkanı Finlandiya'nın sunduğu Kıbrıs öneri paketinin kimse tarafından reddedilmemiş olmasından memnunum. Bu da çözüm umudunun doğmasına neden oluyor..." Devlet Bakanı Ali Babacan ile geçen hafta Helsinki'de, öncesinde de Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile New York'ta görüştüğünü açıkladı. Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Ertuğrul Apakan ile de sürekli temas halinde olduklarını bildirdi. "Finlandiya'nın önerisini destekliyoruz, çalışmalarımız bu yönde" dedi ve paketin içeriğinin kamuoyuna henüz yansımamış olmasından duyduğu memnuniyeti bildirdi. Oysa, "İki yıl süresince Magosa Limanı'nı AB, Maraş'a yerleşimini BM Barış Gücü'ne bırakıp, havaalanının ortak kullanımını getiren, karşılığında Türkiye'nin hava ve deniz limanlarını Rum gemilerine açılmasını sağlayacak ek protokolün Meclis'te onayını ve AB ile müzakere sürecindeki engellerin kaldırılmasını" içeren 5 maddelik plan biliniyor. Hatta, öneri paketi konusunda destek almak için telefon açan Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja'ya, Bakan Gül'ün, "Bu formülü müzakere bile etmeyiz" yanıtını verdiği de sır değil. Her ne kadar Rehn sohbetimizde "Kıbrıs'ın son 20 yıllık tarihini okuyan herkes fazla umutlu olmaması gerektiğini bilir. Paket hakkında ne iyimser, ne de kötümserim" dese de Finlandiya'nın öneri paketi üzerinde yeni bir gelişmenin olduğu da görülüyor. Nitekim, Başbakan Tayyip Erdoğan dün ABD dönüşü Londra'da Kıbrıs'taki bir diğer garantör ülke İngiltere Başbakanı Tony Blair ile Kıbrıs'ı görüştü. Bütün bunlar alt alta sıralandığında, yakın gelecekte Kıbrıs konusunda önemli gelişmeler yaşanacağını bugünden tahmin etmek zor değil...
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|