Wimbledon yolu
Tenis sadece Türkiye'de değil dünyada da sürekli gelişen bir spor dalı. Grand Slam turnuvalarının seyirci sayıları 600-700 binlerde. Ve tribünler daha ilk turdan dolmaya başlıyor. Wimbledon yolundan kastım şu; Dünyada 4 büyük turnuva var; Avustralya Açık, Fransa Açık, Wimbledon, Amerika Açık. Bu turnuvalara giden yola ben "Wimbledon yolu" diyorum. Bu 4 turnuvayla birlikte İstanbul Cup da toplam 63 turnuvalık bir dünya turunun içinde. İstanbul Cup, Türk tenisinin miladı oldu bir yerde. Fakat bu milada ayak uyduramayanlar var. En başta hocalar. Tenis hocalarının namı şanı pek iç açıcı değildir bu ülkede. Sosyetik, çapkın, ticari, say sayabildiğin kadar. Neden böyle?.. Çünkü bizim hocaların Wimbledon'a tenisçi yetiştirmek diye bir hedefi yok. Ben iddia ediyorum, dünün topçuları şimdinin tenisseverleri, Rasim Kara, Raşit Çetiner, Mehmet Ekşi bugün tenis hocalığına başlasalar bizim çocuklardan daha başarılı sonuçlar yakalarlar. Bizim çocuklar, hocalarımız yani, bir çoğu Akademi mezunu, meslektaşlarım. Hepsini severim. Ama artık şapkayı öne koyup çalışma zamanı geldi geçti bile. Türk insanı, spor kamuoyu, sizden tenisçi yetiştirmenizi bekliyor.
NE OLACAK BU İŞİN SONU? Önce kendimizi eleştirelim. İstanbul Cup oynanıyor, tribünde bir taneniz yok. Dünyanın en önemli raketleri kortlarda antrenman yapıyor. Kenarda seyredenlerin içinde bir taneniz yok. Böyle şey olur mu?.. Erhan Oral, Mustafa Azkara, Alaattin Karagöz, hepsi çok değerli hocalar. Ama hepsinin elinde 1 tenisçi var. Perma, İpek, Çağla bunların her biri ayrı hocalarla çalışıyor. Oysa hepsi bir yerde antrene edilse, en azından birbirlerine top vurmaları bile oyunlarına katkı sağlayacak. Başta Erhan, bir tek Pemra'yı almış gidiyor. Nereye gittiği belli değil. Bu işin dünyada nasıl yapıldığını en iyi bilenimiz bunu yaparsa, ne olacak bu işin sonu? Pemra'nın yanında en az 3 tenisçi daha olması gerek ki, turnuvalarda antrene edilsin. Bu arada diğerleri onun gittiği yoldan giderek tecrübe kazansın. Biri ana tablo oynar diğeri eleme, fark etmez. Elenen bekler, ama hepsi turnuvada ilerleyeni antrene eder. 1 hoca 4 tenisçi ile sponsorun maliyeti de düşer. İlk 100 tenisçi arasına bir tenisçimiz girerse bu lüks ona düşünülür. Hatta mentörü, kondüsyoneri, menajeri hepsi verilir. Yeter ki hocalarımızın ilk 100 diye bir hedefi olsun.
|