|
 |
 |
 |
Şimdi herkes bu balıkçıda
Sıcaktan bunalanlar kendini sokağa atıyor. Ünlüsüyle ünsüzüyle, bu yazın gözdesi Kandilli'de Suna'nın Yeri.
Son birkaç aydır kimi görsem aynı yerden bahsediyor... Kandillli'deki Suna'nın Yeri. Bizim eklerin ekibi bile geçen haftaki olağan toplantısını, tek bir yaprağın kımıldamadığı o bunaltıcı sıcak pazartesi gününde Suna'nın Yeri'nde yapmış. Fiyatlarının ucuzluğu ve yemeklerinin lezizliği de herkesin dilinde olunca, gidip 'yerinde incelemelerde bulunmak' farz oldu tabii. Gerçekten de önünüze koydukları her şey çok leziz. Başlangıçlardan, kuru baklavaya kadar hemen her şey de Suna hanımın elinden çıkıyor. Mekân, Kandilli İskelesi'nin hemen dibinde, deniz kenarına sıralanmış masalarıyla gayet sade bir semt balıkçısı aslında. Mönüsünde diğer balık lokantalarına kıyasla sizi şaşırtacak hiçbir şey yok, hatta içki bile verilmiyor. Ancaaak, gittiğinizde bir bakıyorsunuz, sanki bir balıkçı lokantasına değil de tüm markaların son modellerinin sergilendiği bir araba galerisine gelmişsiniz... Lüks arabasını parkeden, döküntü tahta masalarda yerini almış. Bu kadar popüler olduğunu bilmiyordum doğrusu. Hem gelen gidene bakınır hem de keyifle yemek yerken üstüne bir de Aziz Yıldırım gelmesin mi? Tek başına, son derece keyifli, elini kolunu sallayarak geldi mekâna. Arkasından kim gelecek diye baktım ama o gitti, köşedeki bir masada dört küçük kızın yanına oturdu. 'Küçük' derken abartmıyorum, 14-16 yaşında ancak varlardı. Aziz Yıldırım'ı görünce hemen ayağa kalktılar, gece boyunca da mekânın  en 'havalı' masasının sahibi olarak yemeğin keyfini çıkardılar. Öğrendiğime göre, Yıldırım'ın yeğenleri varmış. Anlaşılan, Kiev maçı öncesi bir türlü işlerinden fırsat bulup göremediği yeğenlerinin gönlünü almak için gelmiş mekâna. Açıkcası Yıldırım'ın da ne marka arabayla geldiğini merak ettim ama arkadaşımla lafa dalınca gidişini kaçırmışım... OTOMOBİL MERAKLILARI Arabalardan söz açılmışken... Geçtiğimiz perşembe gecesi Merkez Yayıncılık ile Alman Motor Presse Stuttgart'ın ortaklığını ve yeni çıkacak auto motor & sport dergisinin ilk sayısını kutlamak üzere bir davet düzenlendi. Davet Rahmi Koç Müzesi'nde yapıldı. Malum şu sıralar herkes F1 telaşında, Toyota ve Bridgestone'un Türkiye temsilcisi olarak Güler Sabancı da bu telaşı en çok yaşayanlardan biri. Ama onca koşuşturma arasında Sabancı da davete katılmıştı. Hyunda'inin sahibi Ali Kibar da oradaydı. Ve hemen hemen tüm otomobil markalarının CEO'ları.. Bir ara Merkez Medya Grubu'nun otomotiv bölümü yöneticisi Ufuk Sandık'la sohbet ettik. Otomobilden hiç anlamam ama auto motor & sport dergisinin en önemli özelliği, yayınladığı test sonuçlarıymış. Hani şu, 'Motor gücü bu kadar, şöyle hızlı gidiyor,' gibisinden şeyler yazan testler... Avrupa'da işin meraklıları, test sonuçlarına bakmadan yeni bir araba almıyorlarmış! Türkiye'de bu testleri aynı güvenirlikte yapabilmek için yurtdışından çok hassas ölçüm cihazları getirtmişler, duyurulur!
|
|
|
|
|
|
 |
|
|
|
