| |
|
|
Çözümler aramaya yönelmek..
İstanbul trafiği yıllardır nasıl sahipsiz kalmış, yetkili ve sorumlu kişiler, göz önündeki sorunlara nasıl kayıtsız kalmışlar, yıllardır, birkaç gündür bunu anlatıyorum.. Biri rahatsız olsa.. Biri "Bunu çözelim" dese, oturup düşünecekler, çözümü de bulacaklar çoğu zaman.. Dediklerime örnekler sundum.. Sorunları söyleyip, kendi çözüm tekliflerimi de yazdım.. Hoş bir tartışma başladı, okurlar arasında.. Benim çözümlerime itiraz edenler, kendi önerilerini sunanlar.. İşte bu.. Düşünmeye başladık.. Çözümün başlangıcı, düşünmeye başlamaktır.. Bu arada.. Tartışmaya okurlar katıldı sadece. Esas yetkili ve sorumlulardan henüz "Tık" yok.. Yıllar yıllar önce, Portekiz'de Spinola adlı bir general bir kitap yazmıştı. Faşist Salazar diktası içinde böyle bir kitabın yayınlanabilmesi bile bir olaydı da, batılı aydınlar tatmin olmamışlardı.. Generale sordular sonunda.. "Neye yarar bir kitap?.." Yanıtı hiç unutmam.. "Portekiz'de düşünmeyi başlatır.." Yankı'dayım o zaman.. Dış haberler sayfası da bana bağlı.. "Portekiz'de devrimin eli kulağında" diye yazdım.. Yankı'nın piyasaya çıktığı sabah Portekiz'de ihtilal, ünlü "Karanfil Devrimi" başladı. Salazar devrildi. Spinola geçici devlet başkanı oldu. Düşünmeye başlamak budur işte.. Birileri çözümleri düşünmeye başlarsa eğer..
Beşiktaş-Bebek arası, sahil yolunun en kritik bölgesidir. Yoğun saatlerde fena halde tıkanır. Tıkanıklığın bir sebebi, aptalca konmuş, süreleri aptalca ayarlanmış trafik lambaları ve park yasağına rağmen zaten dar yolu tıkayan ve trafik polisinin akıl almaz hoşgörüsü ile ana arteri otopark diye kullanan otomobillerdir. Bunu geçiyorum. İstanbul Trafik Bölge Müdürü ciddiye alsa, sorunu çözer. O kadar kolay.. Asıl zor kriz iki yerdedir. Birincisi Ortaköy.. Burada çözüm mutlak düzenleme gerektirir. Ayfer Atay Belediye Başkanı iken, çözüm planını yapmış, birkaç binanın istimlak kararını da çıkartmıştı. Ama sırf CHP'li Belediye diye desteklenmedi. Gereken düzenleme yapılamadı. Ardından gelenler hiç müdahale etmediler. Ortaköy bir trafik düğümü olarak duruyor yıllardır. Kimse de çözüm arama zahmetine katlanmıyor. İkincisi, tam Ortaköy-Beşiktaş arasındaki, Yıldız Sarayı'ndan kalmış Kemer.. Yol kemerin altından geçerken, tek şeride iniyor. Yoğun saatlerde iki şerit bire inince arkada birikme, yığılma ve kilitlenme oluyor. 3 dakikalık yolu yarım saatte geçemiyorsunuz.. Çözüm.. Kemer eski eser.. Yıkamazsın, atamazsın, satamazsın.. Peki o zaman bu trafik sonsuza dek tıkanacak mı burada?.. Yapacak şey yok mu?.. Düşünelim o zaman.. Hem de teknolojinin bugüne göre nerdeyse ilkel sayılacağı 60'lı yıllarda, Mısırlılar, Assuan Barajı'nı inşa ederken, 3500 yıl önce II. Ramses tarafından yaptırılan Abu Simbel tapınağını, sular altında kalmasın diye binlerce parçaya bölerek, 65 metre yukarıya taşıdılar. 300 bin ton taş taşındı. İçlerinde 40 tonu bulanları vardı. Tapınak tepede yeniden inşa edildi. Bugün biraz da bu sebeble Mısır turizminin doruk noktalarından.. Yani.. İhtiyaç, çözümü getiriyor. Herkesi tatmin edecek çözümü.. Şimdi bu yol kesen Kemer'i oradan alsak, getirip Çırağan'ın Saray bölümü girişine devasa ve görkemli bir kapı olarak yerleştirsek.. Yani taşısak.. Hem yolu açarız.. Hem de Çırağan Sarayı, bugün iki delikten ibaret anlamsız girişinin yerine, görkemli, bakmaya, önünde resim çektirmeye değer bir kapıya kavuşur.. Şimdi Beşiktaş Belediyesi var.. Büyükşehir Belediyesi var. Bunların kent mimarları var. Büyükşehir Başkanı, kendisi mimar.. Gazeteci Hıncal'ın bulduğu çözümü onlar bulamaz mı?. Daha da iyisini bulurlar belki.. Ama bunun için önce sorunu görmeleri, sonra çözümü düşünmeleri gerekir. Bizde olmayan da bu.. Ne dersiniz Sevgili Kadir Topbaş !.. Beşiktaş-Ortaköy trafiğinin ortasında Çin Seddi gibi duran bu kemeri, Çırağan'a Saray Kapısı yapmak, düşünülmeye değmez mi?.. Bir gün siz, ben, kent mimarlarınızla gidip yerinde bakalım mı?..
|