Bu serginin itirazı var
Karşı Sanat Çalışmaları, 'Haydarpaşa 0 Noktası' adında bir etkinlik düzenliyor. Etkinlik, Haydarpaşa'ya devlet tarafından yapılması planlanan mimari projelerin içeriğini sorguluyor
Haydarpaşa Garı, tüm kimlikleriyle Karşı Sanat Çalışmaları'nda bir sergi aracılığıyla yer alıyor. Sergi, bu edebi mekânın zaman içinde geçirdiği dönüşümü ve geçireceği gelişmeleri sorgulamayı amaçlıyor. Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Mutlu Binark, üniversite öğrencisi Gani Çulha, TCDD çalışanı İshak Kocabıyık'tan oluşan bir ekip tarafından hazırlanan 'Zaman ve Uzam İçinde Haydarpaşa Garı' fotoğraf ve sözlü tanıklık sergisinde, 'Resimde Haydarpaşa', 'Sinemada Haydarpaşa' gibi bölümler bulunuyor. Tarih Vakfı ve İnsan Yerleşimleri Derneği işbirliğiyle hazırlanan sergi, Haydarpaşa üzerine gökdelenler ve ticaret merkezi inşaatı yapılması gibi projelere bir itiraz olarak düşünülmüş. Özkan Taner, Tarih Vakfı Koordinasyon Kurulu Üyesi ve Karşı Sanat danışmanı olarak serginin birinci tezinin, Haydarpaşa Garına, yapılması planlanan her türlü projenin şeffaf bir biçimde gerçekleştirilmesi çağrısı olduğunu belirtiyor ve serginin politik misyonunu anlatıyor:
KATILIM ÇOK ÖNEMLİ "Her şey TBMM'de kabul edilen iki 'torba yasa' ile başladı. Bu yasalarda pek çok konuyla ilgili yüzlerce madde yer alıyordu. Kamuflaj başarılı oldu ve bu yasalarda yer alan Haydarpaşa maddeleri o günlerde fark edilmedi. Yasalar Haydarpaşa olarak kullanılan alanların Devlet Demiryolları'na bedelsiz olarak devrini öngörüyor ve bu alanla ilgili olarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nı, imar mevzuatındaki kısıtlamalar ile askı, ilân ve itirazlara dair hükümlere tabi olmaksızın imar planı yapmaya ve onaylamaya yetkili kılıyordu. Kamuoyu, bu alanla ilgili bir planın ve projenin yıllardan bu yana Amerika Birleşik Devletleri'nde hazırlanmakta olduğunu, Aralık 2005 tarihinde basına sızan haberlerle ve yapılan projenin koruma kurullarına takılması ile öğrendi. Haydarpaşa çevresindeki 1 milyon metrekarelik alana, yedi gökdeleni içeren bir ticaret merkezi yapılması planlanmıştı. Böylece kamuoyu, kapalı kapılar arkasında hazırlanmış son derece karmaşık bir 'oldu bitti' ile karşı karşıya kaldı. Şimdi ne olacak? Belki yeni bir torba kanun içine eklenen bir fıkrayla bu engeli aşmanın, tescili geçersiz saymanın bir yolu bulunacak; belki de kamuoyu tepkisi dikkate alınarak gökdelenlerin yüksekliği düşürülecek. Ama projenin bundan sonraki serüveni büyük ölçüde kamuoyunun göstereceği tepkiye bağlı. Katılım çok önemli, çünkü projenin bir geri dönüşü olmadığı gibi, elde ikinci bir Haydarpaşa da yok."
Ayşegül Sönmez
|