| |
Büyük insanlık beynin sınırlarını zorluyor...
Milyarlarca yıl süren evrim sürecinde, tek hücreli yaratıklardan yola çıkılıp düşünen, üreten ve doğayı bile değiştiren "İnsan"ın yaratılması, bilinen evrendeki en mucizevi olaydır. İnsanlık tarihinde yer alan ve hem bireylerin, hem de toplumların hayatını değiştiren buluşları bir hatırlayın. Tekerleğin, yazının bulunmasını, matbaanın icadını, önce buhar makinesinin sonra da içten patlamalı motorun insanlığın hizmetine girmesini, elektriği, nükleer gücü falan hatırlayın. Bütün bunları gerçekleştiren insanın "Biyolojik Zekası", insan beyninin " Sınırlı" yeteneklerine dayalıdır. Bütün evrime ve beyindeki gri hücrelerin sayısının milyar yıllar boyunca önemli ölçüde artmasına karşın, bir insanın kafatasında en fazla 100 trilyon sinirlerarası bağlantı olabilir. Bugün insan beyninin ürettiği elektronik devrelerde ise, insan beynindekinden 1 milyon kat daha hızlı işlemler yapılabiliyor. Yarının karbon atomlarından oluşacak nanotüplere dayalı moleküler devrelerinde ise, saniyede trilyonlarca işlem yapılabilecek. İnsanın "Biyolojik zekası " ile insan tarafından yaratılıp geliştirilen "Teknolojik zeka", genetiğin, nano teknolojinin ve robotics'in yardımı ile birleştiği zaman yaşamımızda ne gibi buluşların, tıpta ne gibi aşamaların yer alacağını düşünebiliyor musunuz?
CD'LERDEN MP3'E Yine şöyle bir yaşadığımız dönemde ne gibi buluşlara şaşırdığımızı ve bunların ne kısa sürede demode olduklarını hatırlayın. Müzik severler Edison'un bulduğu ses kaydeden silindire alışamadan, gramofonlar ve taş plaklar çıktı 1900'lerin başında. İlk kez Columbia Şirketi 33 devirli long-play plakları çıkardığında, bu bir devrimdi. RCA 45 devirli plağı çıkartırken, yaşamımıza 1960'lardan itibaren kasetler girdi. Şimdi ise CD'ler bile demode ve MP3 çalarlar, İPodlar var elimizde. Dijital kayıtsız müziği pek dinleyemiyoruz. Telefondan GSM cep telefonuna nasıl çabuk geçtik. 1940'larda ilk kompüter yapıldığında, İBM'ciler bile herkesin sahip olacağı PC'nin bir ekonomik değeri olmayacağını düşünüyorlardı. Şimdi internetsiz bir yaşamı düşünmek mümkün değil. 1980'lerde sayısız bilginin yer aldığı CD-Rom'lara şaşırmıştık. Bugün Google benzeri arama motorları ile, dünyadaki bütün yazılı bilgilere ve dev kütüphanelere ulaşıyoruz. Düşünün ki aynı insan beyni matbaayı 500 yıl önce bulduğunda, bu tüm yaşamı nasıl değiştirmişti. Şimdi hemen her yıl buna yakın önemde yüzlerce buluş hayatımıza yansıyor ve bunlar henüz kullanıma girmişken demode olup, eskiyorlar. Türkiye'nin de, Ortadoğu'nun da, dünyanın da sayısız sosyo-politik sorunu olabilir. Bölgemizde ve yanıbaşımızda hala mezhep kavgaları binlerce insanın birbirini boğazlamasına sebep oluyor.
BÜYÜK DÜNYA Ama dünyada sadece bunlar yok ki. Bugün teröristler bile interneti kullanmıyor mu? Los Alamos'da denen ilk atom bombasının maliyeti 2 milyar dolardı. 2001'in 11 Eylülü'nde New York'u vuran ve asimetrik dünya savaşını başlatan terörist saldırının saldırganlara maliyeti ise, birkaç tane uçak bileti için ödenen paralar kadardı. Durmadan "Biz büyük devletiz" diye nutuklar atanların, arada bir "Büyük dünya" yı da düşünüp değerlendirmeleri gerekiyor. O büyük dünyadaki geometrik ölçüde yer alan değişim ve gelişimin ürünlerini, olayın çapını anlamadan sadece kullanan kadroların, ülkelerinin ortak beynini takıntılı konularla işgal edip, durgunlaştırmaktan başka ne katkıları olur insanlarına? Üniversitelere yerleştirme konusunu bile problemli halde tutan, "Benim gibi olmayan hiç olmasın" diye evrensel ve toplumsal gerçekleri görmezden gelen ve "İlle de çağdaş uygarlık" deyip çağdaş olan her şeyi ya tehdit ya da tehlike gibi gören insanlar, hala buhar makinesini "Devrim" diye algılamıyorlar mı?
|