 |  |
  |
|

Okullarda küfürlü ve argolu kitap yasağı
Milli Eğitim Bakanlığı bir yazılı açıklama ile "Genel sözlüklerde yer alsalar bile küfür derecesindeki argo tabirlerin ve tabu kelimelerin yer aldığı eserlerin okullara girmesi engellenecektir" duyurusunda bulunmuş. Yerli ve yabancı eserlerde "Küfür derecesinde argo tabirler" in yer alması olağan bir durum. "Tabu kelimeler" ise hangileridir bilemediğimiz için, bu konuda görüşümüz de olamaz. Ancak bunların bulunduğu kitaplar okula girmese bile, küfür derecesindeki argo tabirler şu ya da bu şekilde dilimize mutlaka giriyor. Çok görgülü, çok eğitimli, seçkin insanların bile, peynir ekmek yer gibi günlük konuşmalarının arasına küfürlü kelime ve deyimleri yerleştirdiklerini şaşırarak görüyoruz. Küfürlü olanlar dahil bütün deyimler ve üretilmiş kelimeler, kesinlikle bir dilin zenginliğidir. Ancak özellikle küfür etmeyi düşüncelerini ve duygularını kısa yoldan ifade etmenin yöntemi olarak benimseyenlerin, dillerinin zenginliğinden değil, beyinlerinin sığlığından söz etmek daha doğru olur. Çünkü öfkenin ve hatta nefretin bile küfretmeden seslendirilmesi mümkündür. Gerek dünya edebiyatı, gerekse siyaset bunun sayısız örnekleri ile doludur.
DİL ZENGİNLİĞİ Aynı şekilde küfre başvurmadan, siyasi rakibini aşağılamak da mümkündür. Mesela Muhafazakar İngiliz politikacı Winston Churchill, rakibi İşçi Partisi lideri Clement Atlee için "O kuzu postuna bürünmüş bir kuzudur" demiştir. Ama nedense günümüzde, cinsel ilişkilerin de bir tecavüz kapsamı içinde argolaştırıldığı ve her küfredenin karşısındaki ile ya çarpık ilişkiye ya da karşısındakinin yakınları ile zorlamalı bir ilişkiye girmesi niyetinin seslendirildiği söylemler, hiç utanılmadan ortalıkta söylenmektedir. Cinsel uzuvların argodaki karşılıkları, kadınların yanında bile yüksek sesle tekrarlanmaktadır. Çok açık bir çevre ya da dil kirlenmesi olayıdır bu. "Açık sözlülük" ile "Densizlik" ve "Terbiyesizlik" olgularının karıştırılmasıdır. İlkokuldan üniversitenin sonuna kadar, hiçbir ders kitabında bu tür kelimelerin kullanıldığını görmedim. Yerli ve yabancı bazı edebiyat eserlerinde elbet bu tür kelime ve kavramlar karşıma çıktı. Ama dilime ve belleğime yerleşecek oranda asla değildiler.
KİTAP KÜFRETMEZ Yani Milli Eğitim Bakanlığı'nın "Küfür derecesindeki argo tabirlerin ve tabu kelimelerin yer aldığı eserlerin okullara girmesi engellenecektir" şeklindeki açıklaması, günlük konuşmalarda küfrün sanki ulusal kültürün ağırlıklı bölümüymüş gibi kullanılmasını engellemeye yetmeyecektir. Çünkü hem dilin, hem düşüncenin kirlenmesine neden olan, hem de bireysel ve toplumsal ilişkileri çığırından çıkartan küfürlü konuşma alışkanlığının kaynağında, okullara giren kitaplar yoktur. Tersine küfür, okuma alışkanlığının olmamasından ve yeterli kelime bilgisi bulunmayan insanların, kestirme ifade yolunu küfretmek olarak seçmelerinden kaynaklanmaktadır. İçinde küfürlü kelimeler ve argo bulunan kitapları sansürlemek veya bunların okullara girmesini engelleyecek yolları aramak, nafile bir çaba olacaktır. Keşke bu kitaplar da bol bol okunsa. Okuyan ve okuduğunu hazmeden insan küfretmez. Onun belleğinde, duygusunu ve düşüncesini anlatmaya yetecek kadar küfürsüz kelime vardır çünkü.
|