Allah rızası için bana da bir yumurta, lütfen
Sayın K. Kerinçsiz, Türklerin aşağılanmasına tepki vermeye kendini adamış biri olarak, acaba töre canavarlarına neden tepki görtermiyor?.
Ülkemizde çok ilginç bir adam yaşıyor. İşi, Türkleri o veya bu türlü aşağıladığına karar verdiği kimseleri ki onlar da Türk, savcıya şikâyet ederek, dava açmak. Onun gözünde Türklüğü aşağılama; kurgu roman yazmaktan, bilimsel bir toplantı düzenlemeye kadar çeşitli eylemler olabiliyor. Hiç kimsenin onun görüşlerine aykırı bir görüşü, ulu orta dile getirmesine olanak yok. Buna müsaade etmiyor. O nasıl düşünüyorsa, nasıl davranıyorsa, herkes, hepimiz tıpkı onun gibi düşünmek ve davranmak zorundayız. Kimseye kendini ifade etme imkânı da tanımıyor. Öyle bir kargaşa ve gürültü koparıyor ki herkes sus pus! Benim anlayamadığım bir şey var: Bir Türkün kurgu romanlarda hayali bir kişi olarak dahi aşağılanmasına karşı bunca hassasiyet gösteren bu vatandaştan, Türkleri gerçekten aşağılayan, onları dünyaya ilkel, vahşi, mantıksız, vicdansız, insafsız, hatta kanunsuz ve kitapsızmış gibi gösteren töre cinayetleri karşısında bir eylem beklemez misiniz? Kızlarını, kardeşlerini, yeğenlerini kıtır kıtır kesen caniler, Türk milletini yüceltmekte midirler ki her fırsatta yandaşlarını Adliye kapılarına yığan, roman kahramanlarıyla bile incinebilen bu hassas kişi, Türklerin aşağılanmasına tepki vermeye kendini adamış biri olarak, Ortaçağ vahşetini bize sık sık yaşatan töre canavarlarına hiç tepki göstermez?
YURTDIŞINA KAÇIRTIYOR 17 yaşındaki kızkardeşini karnında yedi aylık bebeği ile kurşunlayan katil, soruşturmaya götürülürken, neden sessiz kalır? İşlenen her töre cinayeti, bu cinayetlere caydırıcı cezaları veremeyen T.C. adaletinin aczini, tepkisini gösteremeyen T.C. insanının cehaletini, Türk ailelerinde yaşanan vahşeti avaz avaz haykırmaktayken, bu kişinin neden hiç sesi çıkmaz? Başımızı utançla yere eğdiren töre cinayetlerinin yanı sıra banka hortumları, Dibo'lar, yabancı düşmanlığı, başka dinlere saygısızlık, bağnazlık, ufuksuzluk bir milleti yücelten eylemler ve davranışlar mıdır ki o bu konularda hep eylemsizdir? Haydi hakkını yemeyeyim, Sayın K. Kerinçsiz, çeşitli eylemleriyle, dünyanın gözünde hakkımızda sürüyle olumsuz yargının oluşmasına neden olurken, tek bir hayır işliyor farkına varmadan. Ne zaman birini hedef alsa, o kişinin yurtdışında ufkunu açıyor. Böyle hayırlı bir yanı var, yani. Bilinmez ki belki de kimilerimizi dünyaya açabilmek için, özellikle ve iyi niyetle yapıyordur eylemlerini. Geçen hafta gazetelerde Elif Şafak'ın başına gelenleri (onun bu yardıma ihtiyacı hiç yoktu ama dilerim namı böylece daha da yayılır) ve bir de Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) baskınını okuyunca, bütün kitaplarımı önüme serdim, acaba aralarında K. Kerinçsizi rencide edebilecek bir cümleye rastlayabilir miyim diye, küçük bir ümitle baştan sona gözden geçirdim hepsini. Nefes Nefese romanımda, Nazi işgali altındaki Fransa'da Yahudilere yapılan eziyetleri anlatıyor olmamdan gıcık kapar mı, acaba diye, içim kıpır kıpır. Allahım, ne olur kapsa! Ya da Gece Sesleri'ni veya Bir Gün'ü okusa da yazılanlarda anti-Türk veya müstehcen bazı unsurlar bulup, savcıyı bana karşı bir dava açmaya ikna etse. Sonra o, duruşmamı uslu uslu dinlerken, yanında getirdiği kişiler, Adliye koridorunda av peşinde akbabalar gibi bekleşen tüm yabancı basın ve örgüt mensuplarının önünde, bana ağız dolusu küfür etseler, el kol hareketleri yapsalar, üzerime yumurta, domates filan atsalar. Böylece ben de az gelişmiş ülkelerin mağdur vatandaşlarını kollamaya ve onları ezenlerden hesap sormaya kendilerinde hak gören çok gelişmiş ülkelerin çok bilmiş sivil örgütleri tarafından korunmaya alınsam, hatta özgürlük ödülü gibi bir ödül kazansam, konuşmalar yapmaya çağrılsam, rahmetli Altan Erbulak'ın deyişiyle ben de "Estağfurullah,'' olsam, Kuzey ülkelerinden tayyörlü kadınlar hatırımı sormaya gelseler... Kraliçe Elizabeth beni çaya davet etse... Karşılıklı oturup dörder çocuk yetiştirmenin zorluğundan, çapkın oğullarımızdan ve sevimli torunlarımızdan konuşsak... Tüm bunların gerçekleşmesi için, ümidimi K.K'ya bağlamış durumdayım. Ve buradan haber veriyorum işte kendisine: Dönülmez akşamın ufkuna hızla yaklaşmaktayım, vakit oldukça geç, Elini çabuk tut ey K.K, hangi kitabımı seçersen seç!
AYŞE KULİN
|