|
|
|
|
|
|
|
Cahit Yavuz: 2 ceket, 1 pantolon
Gönlümden derin, dolu dolu merhaba herkese. Sporu yaşadığı hayatın içine katabilen herkese merhaba. 120 nolu Wimbledon biteli daha 7 gün olduğuna göre, özel bir tenis haftasını kaçırmamış olduğumu düşünüyorum. Allah'tan İstanbul Cup'ın ikincisini yaptık. Yoksa bugün size, Wimbledon'dan örneklemelerle, bu platformda olmayışımızın acıklı öyküsünü anlatıyor olabilirdim. Ama inanın İstanbul Cup sürecinde zaman zaman bir araya geldiğimiz isimlerin (Mehmet Ali Şahin, Kadir Topbaş, Mehmet Atalay) ilk cümlesi "Wimbledon gibi olucaz
mı?" olurdu. Yani toplumun her kademesinde algılamada öncelik kazanmış bir kelime bu, Wimbledon. Nedendir?.. Düşünmek gerek. Eve gidiş yolumdaki tavukçu bile her alışverişte Wimbledon'dan bahsetti. "Bizde tenise ilgi az, Wimbledon'a çok." Öte yandan, şöyle bir düşündüm de ne kadar terslik varsa Wimbledon'da. Annem yandaki çayırlıkta top oynayacağımız zaman bize beyaz giydirmezdi. En korktuğu şeydi çimen lekesi. Wimbledon'da istersen giyme.. 1988-90 arası korta rengarenk çıkan ve bu yıllarda Wimbledon'a katılmayan Agassi'ye "Beyaz giymezse turnuvada oynayamaz" diyen onlar değil miydi?.. Buna karşılık, bu yıl Wimbledon'a veda eden Agassi'ye Nadal'la yaptığı 3. tur maçında sporun ve tenisin efsane isimlerini tribüne toplayarak, adeta bir final seremonisi yaşatanlar da onlardı. Agassi'nin maç sonundaki konuşması ise her şeyi özetler nitelikteydi. "Burası, spora saygı göstermeyi öğrendiğim yer." Neredeyse yılın her haftasında yağış alan bir yerde tenis turnuvası fikrine ne demeli? Tersliklerden iş çıkarmak İngilizler'e özgü olsa gerek. Trafik bile ters. Ve final maçı için korta iki adam çıkıyor. İkisi de ceketli. Biri kule hakemi Gerry Armstrong, koyu lacivert R.Lauren marka ceket altında beyaz pantolon. Diğeri Roger Federer Nike marka beyaz bir ceket ama altı beyaz şortlu. İkisinin de bu absürdlüğe rağmen korta çıkıştaki edaları gurur dolu. Birinde etrafı kalın biyeli klasik model. Diğerinin mendil cebinde altın yaldızla işlenmiş bir tutam çim, ülkesinin bayrağı, burcu olan aslan, adının baş harfi "F" ve önceki 3 Wimbledon şampiyonluğunu temsil eden 3 raket. Bu iki ceketli de Wimbledon'da 4. finaline çıkıyor. Armstrong'a bu miras 1975'te Ashe-Connors finalini yöneten babası George'den kalmış. Federer ise ilk Wimbledon şampiyonluğunu bu hakemle yaşamış. İki ceket bir pantolon işte Wimbledon...
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|