|
 |
 |
 |
|
|

RK: Devlet kendini kazıklatıyor
Rekabet Kurulu, devletin ilaç alımında rekabete aykırılık olup olmadığına ilişkin incelemesini tamamlamış. İlaç satışında rekabete aykırı bir durum olup olmadığı ve buna ilişkin inceleme raporu muhtemelen perşembe günü açıklanacak. Ancak Rekabet Kurulu bu incelemesini yaparken, konunun kendileriyle ilgili bölümünde kalmamış. İlgili bakanlıklara iletilmek üzere ilaç ihale yöntemiyle ilgili bir de öneri raporu hazırlamış. Baştan alırsak: Rekabet Kurulu devletin ilaç alımında rekabete aykırı bir durum görmüyor. Nitekim Rekabet Kurumu Başkanı Mustafa Parlak dünkü sohbetimize durum tespitiyle başladı: "Ben sadece devletin değil, herkesin bekçisi olmak durumundayım. Bizim açımızdan, devletle özel hastane ayrımı diye bir şey olamaz..." Parlak, inceleme sonucunda vardıkları neticeyi şöyle özetledi: "İlaç piyasasında rekabete aykırı bir durum yok. Tespitimiz alıcı kendi kendini soyduruyor. Yani, devlet kendini kazıklatıyor..."
İşte örneği Başkan Parlak, ilaç ihalesinde "devletin kendi kendine nasıl kazık attığını" örneklemede bulunarak anlattı: - Diyelim ki aynı niteliğe sahip iki ilaç var; birinin fiyatı 100, diğerinin 125 YTL... - Devlet, en fazla indirim oranını yapana ihale verilir diyor. - Fiyatı 125 YTL olan yüzde 30 fiyat indirimine gittiğinde, 87.5 YTL'ye ihaleyi kazanıp ilacını satabiliyor. - Oysa, fiyatı 100 YTL olanın önerdiği yüzde 20'lik indirim kabul edilse, aynı ilaç 80 YTL'ye gelecek. Devlet de ilaç başına 7.5 YTL karlı olacak. Mustafa Parlak, bunları sıraladıktan sonra ekledi: "Özel hastaneler ne yapmış; hepsi oran yerine, en düşük fiyatı teklif edene ihaleyi vermiş, ilacı 80 YTL'den almış..." Bazı kamu kurumları da ilaç alımında, "toptan alım fiyatı" üzerinden ihale açmış. Örneğin, firmalara 100 farklı ilaçtan toptan alım yapmaları durumunda hangi fiyattan satılacağı sorulmuş. Toptanda en düşük fiyatı önerene de ihale verilmiş. Burada karşılaşılan "kazıklanma olayı" ise 100 farklı ilaç içinde sıklıkla kullanılanların fiyatlarının daha yüksek olmasıyla ortaya çıkmış. Özel sektör hastanelerinde de "toptan alıma" başvuranlar olmuş. Ancak onlar, kullanım sıklığı fazla olan kalemlerden alacağı miktarı önceden belirleyip ihale açmış. Aynı miktar alımda devlet hastaneleri kaybeden, özel sektör hastaneleri ise kazanan tarafta yer almış.
İstemedikten sonra Başkan Parlak, bu örnekleri verdikten sonra bir noktaya daha dikkat çekti: "İncelememiz sırasında gördük ki ilaç firmaları hastaneleri soyamaz, devlet istemedikten sonra da kendini soydurmaz..." Rekabet Kurulu Başkanı, sözlerinin gerekçesini şöyle özetledi: "Çünkü, ilacın tavan fiyatını Sağlık Bakanlığı belirliyor. Bir fiyat sınırı koymuşsa, ayrıca en büyük alıcı durumundaysa, ihaleyle diğer firmalara da katılım hakkı tanıyorsa, burada rekabete aykırı bir durum olamaz." Parlak, bu nedenle konuyu araştırmanın görevleri içinde olmadığını söyledi. "İhalede usulsüzlük varsa İhale Kurumu veya teftiş başkanlıkları devreye girsin" dedi. Bunu söylerken, "bu bizim işimiz değil" diye de işi bir kenara atmamışlar. Konuyu inceleyip, ihale sisteminin çarpıklığı hakkında kamuyu bilgilendirme gereği duymuşlar. IMF'nin "sağlık harcamalarında öngörülmeyen bir artış olduğuna" ilişkin uyarısı dikkate alındığında Rekabet Kurumu'nun raporunun önemi artıyor. Parlak'ın da söylediği gibi; yoksa devlet kendini kazıklatıyor.
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|