Fındık deyip geçme! Üretim rekoru da, ihracat rekoru da Türkiye'de... Fındığın "Ortadoğusuyuz" ama "şeyhimiz" yok. Nasıl ki, petrol deyince aklımıza Ortadoğu geliyorsa, fındık deyince de dünyanın aklına Türkiye geliyor. Ancak, Türkiye68yıllıkfındıkyolculuğundabirtürlüsınıfatlayamıyor. Niye? İsterseniz Fiskobirlik öyküsüyle işe başlayalım. Altınçağ Fiskobirlik, 1938 yılında kuruldu. Fındık üreticilerine pazar yaratabilmek amacıyla yola çıkılmıştı... 50kooperatifçatısıaltındaörgütlenenFiskobirlik,1964 yılına kadar altın çağını yaşadı. Özerkti, borcu yoktu. Gün oldu devran döndü... Politikacı, 'altınyumurtlayantavuk' olarak gördüğü 18birliğeelattı. 1964 yılında dönemin iktidar partisi, 'tarımürünlerinidesteklemepolitikasıyla' birlikleri denetlemeye ve kontrol etmeye başladı. Üreticiyi oy deposu olarak kullandı. Açıkçası, 'politikacınınfendi,üreticikooperatifleriniyendi.'30yılsürensaadetzincirikırıldı.Türkiye,'karadeliklerle'tanıştı. Oyun, "5Nisankararları'nakadar" sürdü. Tansu Çiller hükümeti, 1995 yılında ilk neşteri attı. Ama birliklerin kartopu gibi büyüyen kara deliğine çeşitli fonlardan kaynak aktarımı da sürdü. Fiskobirlik'te de sorunlar aynıydı. Büyükdevrim 1999 yılına gelindiğinde deniz bitmişti... Türkiye, Dünya Bankası'nın gözetiminde "Birlikler" politikasını değiştirdi. 2000yılındauygulamayasoktuğu4572SayılıYasailebirdevrimyaptı. Artıkbirliklerözerkti. Tabanfiyatuygulamasıçöpeatılmıştı.Birliklerdenpolitikacının"oysopası"alınmıştı. Üstelik 4572 Sayılı Birlikler Yasasının geçici 1-e maddesi; '1Mayıs2000tarihiitibariylebirliklerinözelfaaliyetlerindendoğanborçlarıvefaizi,YenidenYapılandırmaKurulu'nunönerileridikkatealınarakHazine'ceüstlenilir" diyordu. Gerçekten de 8 birliğin borcu silindi. Fiskobirlik'in borcu da aynı kapsamda silindi. Birliğin bugün3iştirakıvar. Gayrimenkul portföyünündeğeriise1.5milyarYTL. İnanın bize, Fiskobirlik olayı "ekonomikdeğil,tamamenpolitik." Ancak sorun büyük. Çünkü politikacı değişmiyor. Fiyatkavgası 240bin ortağı olan Fiskobirlik, istatistiklere göre 400binaileyeişveaşyaratıyor. Karadeniz'in doğusu-batısı farketmez, kaç bin fındık ağacı var kimse bilmiyor. Çünkü sanayide olduğu gibi tarımda da Türkiye'nin envanteri yok. Yazık!.. Durum bu iken, AKPartiHükümeti, fındıkta hâlâ "tabanfiyatı" kendisi belirlemek istiyor. Üstelik hükümet üzerinde etkisi olan ve bastıran fındık ihracatçısı, fındıktabanfiyatınındüşükolmasıkonusundaısrarediyor. Fiskobirlik ise taban fiyat konusunda kimseyi dinlemiyor. Hal böyle olunca Fiskobirlik,hernehikmetseDesteklemeİstikrarFonu'ndan,kamuyadaözelhiçbirbankadankredikullanamıyor. Ve üreticiye 2005 yılından kalan 138 milyon YTL'lik fındık borcunu ödeyemiyor. Bir ay sonra 2006 yılı fındık sezonu başlayacak. 2005 yılında "birlik-ihracatçı-hükümet" savaşı arasında kalan üretici, 2006'da ne yapacak? Kimse bilmiyor. Görünen,Fiskobirlikveüreticiablukaaltında. Üstelik fındık üreticisi olan BaşbakanErdoğan, üreticinin değil, ihracatçının yanında yer alıyor. Üreticiyi dinlemek bile istemiyor. Galibabirileri,rotayıyanlışkırıyor. Öyledeğilmi?