|
|
|
Cami yapımında söz sahibi değiliz
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, cami mimarisinde hiçbir zaman söz sahibi olmadıklarını belirterek, ''Cami yapıldığından ancak o cami için kadro istenildiğinde haberdar oluyoruz'' dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı ile Dini ve Sosyal Hizmet Vakfı'nın işbirliğiyle düzenlenen ''Cami Projeleri İstişare Toplantısı'', İstanbul Müftülüğü Konferans Salonu'nda başladı.
Toplantının açılışında konuşan Bardakoğlu, Türkiye'de her yıl 500'ü aşkın cami yapıldığını, yurtdışında ise birçok cami ihtiyacının ortaya çıktığını belirtti.
Osmanlı'nın
600 yıllık büyük ihtişamının varisleri olarak her gün sayısı artan ''mimari ucubelerden'' çok mutlu olmadıklarını ifade edenBardakoğlu, ''Birbirinin kopyası olan, içinde gereksiz mekanların olduğu, israfın diz boyu olduğu, ticari mekanların, marketlerin devreye giderek, caminin ahengini, huzurunu bozduğu 21. yüzyıl post modern tarzı ile karşı karşıyayız'' diye konuştu.
Türk insanının çok daha iyi, kalıcı, etkileyici eserler yapabilecek güçte olduğunu ve imkanı bulunduğunu anlatan Bardakoğlu, günümüzde camilerin bulunduğu mekana, döneme ve bölgeye göre çok amaçlı olması gerektiğini söyledi.
Camilerin hem ibadet, hem sosyalleşme, hem de çocukların dini temel bilgileri alabileceği mekanlar olması gerektiğini vurgulayan Bardakoğlu, bunların yanında camilerin iç ve dış güzelliğinin İslam dinine uygun olması gerektiğini kaydetti. Bardakoğlu, camide verilen bilgilerin aydınlığı kadar camilerin iç-dış mekan ve çevre güzelliği ve estetiğinin de çok önemli olduğunu dile getirdi.
'HER DÖNEMİN KENDİNE HAS HATIRALARI OLMALI'
Konuşmasında toplantıya katılan mimarlara da seslenen Bardakoğlu, şöyle devam etti:
''İstanbul'da ecdadın bıraktığı güzelim mimari eserlerin yanında bir sürü ucube yapının, dükkanların yer aldığını, adeta işgale uğradığını, caminin çevre düzeninin de giderek hepimizi rahatsız eden bir hal aldığını üzülerek görüyorsunuz. İstanbul Büyükşehir Belediyesive Vakıflar Genel Müdürlüğü ile bu konuları sıkça konuşuyoruz ve günlümüz istiyor ki bunları elbirliği ile giderelim.
Artık her yerde yaptığımız mimari, camilerin yanı sıra okullarımız, hastanelerimiz, kamu kurumlarımız da özellikli ve kişilikli mimari olsun. Hep birbirinin aynı olan, birbirinin kopyası olan binalar insanların hatıralarında iz bırakmaz. Prototip hastanelerve okullar içinde yaşayan insanlar hayatı daha düz çizgide anlar. Oysaki her dönemin, toplumun kendine has hatıralarının olması lazım.''
'CAMİ YAPIMINDA SÖZ SAHİBİ DEĞİLİZ'
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak cami mimarisinde hiç bir zaman söz sahibi olmadıklarını belirten Bardakoğlu, şöyle devam etti: ''Bu, hepimizin ortak derdi. Biz caminin yapıldığından ancak o cami için kadro istenildiğinde haberdar oluyoruz. Bu, Türkiye'ye yakışan bir durum değildir.
Bazen de cami altına yapılan dükkanlar berbere, kasaba, kebapçıya,kasetçiye, süpermarkete kim çok kira verirse ona veriliyor. Böylece cami belli bir ekonomik güce olursa, o zaman kadro da istenmeyebiliyor. Caminin gelirine göre, kendi gönlünce bir hoca efendiyi istihdam ediyor. Böylece kendi yağıyla kavruluyor ama kullandığı yağ bütün çevreyi rahatsız ediyor. Böyle bir vahim durumla karşı karşıya kalıyoruz. Bunların sona ermesi lazım.''
Cami yapımında gerekli sağlamlık ve özenin gösterilmediğini belirten Bardakoğlu, ''Örneğin ses düzenleri iyi olmayınca adeta hocanın 20-30 yıllık birikimi heba oluyor ve geriye teneke bir sesin rahatsız ediciliği kalıyor. Çinilerde ve diğer ahşap bölümlerde de belli bir estetik olmalı'' diye konuştu.
'CAMİ OLUNCA ACIMASIZ ELEŞTİRİ YAPILMIYOR'
Bardakoğlu, işin içinde cami olduğunda, herkesin kendi kadar acımasız eleştiri yapmadığını, bu konuda katlanmanın tercih edildiğiniifade ederek, bu kadar birikimli ve engin bir mimari geçmişi olan bir toplumun katlanmak yerine yenisini yapmaya çalışması gerektiğini söyledi.
''Topluma birbirinin kopyası olan değil, her biri ayrı güzelliğe ve özelliğe sahip eserler kazandıralım'' diyen Bardakoğlu, bu toplantının iyi niyetli bir adım olduğunu belirterek, herkesin desteğine, işbirliğine ve yol göstericiliğine ihtiyaçları olduğunu kaydetti.
'CAMİ PROJE BANKASI KURULMALI'
Dini ve Sosyal Hizmet Vakfı Başkanı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Fikret Karaman da Osmanlı Devleti'nden Cumhuriyet dönemine 12 bin 500 cami intikal ettiğini, bu dönemde ise 65 bin cami yapıldığını belirtti.
Günümüzdeki camilerin mimari güzellik ve estetikten yoksun olduğunu kaydeden Karaman, camilerin aynı zamanda bir estetik yönünün de olması gerektiğini söyledi.
Camilerin, cami yapmak için değil, bir ihtiyacı karşılamak için yapılması gerektiğini ifade eden Karaman, cami inşa etmek isteyenlere rehberlik yapmak için ''cami proje bankası'' kurulması gerektiğini dile getirdi. İki gün sürecek toplantıda, cami projeleri mimarlarla masaya yatırılacak.
|