kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
SMS:
4122-MB MESAJ
 

Faşist parti yok ama faşist eylemler var...

Komünizmin bile antika ideolojiler müzesine kaldırıldığı bir çağda, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerde faşizmin yeniden yükselen değer haline gelmesine inanmak zor. Ama böyle bir gerçek de gündemimizde.
Faşizmin eylemcileri için, topluma gösterilen pozitif bir hedef yoktur. Faşistler, neyi amaçladıkları ile değil, neye karşı oldukları ile siyasal kimliklerini belirler. "Yabancı düşmanlığı", Anti-semitizm", "Anti-komünizm", "Anti-kapitalizm" ve benzeri her tür tepkisel tutum, faşizmin eylemcileri için zemin oluşturur. Bunları, "Milliyetçilik" ve "Eşitlikçilik" gibi toplum katında çekici olan çizgilere oturturlar.
Her toplumda her zaman var olan "Haksızlığa uğruyoruz" duygusunu kaşırlar. Ülkenin iç ve dış düşmanlar tarafından kuşatıldığı iddiasını seslendirirler.
1'inci Dünya Savaşı yenilgisi sonunda köşeye sıkışmış Almanya'nın faşistleri olan Nasyonal Sosyalistler, aydınlara, Yahudilere, sosyalistlere, sendikacılara karşı eylemleriyle, siyasi ve ekonomik krizden bunalmış kitlelere mesajlar vermişlerdi. Ancak yine de dikkat ettikleri bir nokta vardı. Nazi partisinin vurucu gücü olan "Kahverengi Gömlekliler", birer pagan ayinine benzeyen toplantılarını, geceleri yaparlardı. Hitler'in Von Papen'in yardımcısı olarak hükümete gireceği güne kadar, seçmenleri ürkütmemek için, gerçek kimliklerini gece karanlığına gizlediler.

İNSANLIK
SUÇU
Hindenburg'un ölümü ertesinde Hitler "Führer" ( Rehber) olarak Almanya'nın başına geçince de, bütün insanlık ve uygarlık dışı eylemleri ile faşist ideolojileri, ülkenin "Devlet politikası" haline dönüştü.
2'nci Dünya Savaşı ertesinde Nürnberg Mahkemesi'nden beri de, faşizmin çerçevesinde yer alan tutum ve eylemler, uluslararası camiada "İnsanlık suçu" olarak kabul ediliyor.
Örneğin Avusturya'da Jörg Haider'in başında bulunduğu "Özgürlükçü Parti" (FPÖ) faşist ideolojiyi (Veya neoNazizm'i) kendine ideoloji olarak seçtiği için, seçimi kazanmasına rağmen, AB'nin vetosu sonucu iktidar olamadı. Rusya'da Jirinovski, Fransa'da Le Pen gibi isimler de bu açıdan dünya kamuoyunda dikkatle izleniyor. Fransa ve Hollanda gibi ülkelerde, İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı, yabancı düşmanlığı gibi eğilimlerin tırmanmasında, faşizan eğilimlerin katkısı da sosyal bilimcilerin derin ilgisini çekmekte. Zindanda ölen Sırp Kasabı Miloşeviç, Boşnaklara uygulanan soykırımın sorumlusu olarak uluslararası yargı önüne zorla getirilmemiş miydi?
Türkiye'de milliyetçiliğe ağırlık veren, İslami kimliği ön planda tutan, "Merkez" in dışındaki eğilimleri de temsil eden ve hatta marjinal sayılabilecek partiler tabii ki var. Ama bunlardan herhangi biri için "Faşist" demek kolay değil. Bu hem yerel hukuk açısından, hem de bizim üst hukuk olarak benimsediğimiz AB mevzuatı açısından gayri meşruluğu da ifade eder.

YÜKSELEN DEĞERLER
Ancak siyasi partileri olmasa da Türkiye'de hem faşist gruplar var, hem de faşizmin esintileri, "Yükselen değerler" biçiminde, kendilerini sosyal demokrat olarak sunanlarda bile yansımalar gösteriyor. Rahşan Ecevit'in yabancıların taşınmaz alımına karşı gösterdiği "Vatan elden gidiyor" tepkisi, bunlara bir örnek değil mi?
Faşist eylemleri ise, bazı yazarların duruşmalarını, üniversitelerdeki Ermeni Sorunu konulu konferansları basan ve son olarak TESEV'in "Zorunlu Göç İle Yüzleşmek" raporunun açıklandığı toplantıyı kaba kuvvet kullanarak engelleyen belirli bir grup sürdürmekte.
Bu arada kamuoyu eğilimi yoklamalarında tırmandığı görülen "AB karşıtlığı" üzerinde, bu tür rüzgarların etkisi olduğu kesindir.
Geçen gün de vurguladığımız gibi, burada garip olan büyük merkez kitleyi temsil ettikleri sanılan partilerin ve geçmişte "Düşünce suçlusu" konumuna düşen siyasi liderlerin, tırmanan faşist eylemler karşısındaki sessizliği ve umursamazlığıdır.
Bilinmelidir ki özgür düşünceye karşı koyulan eylemlerin tırmanması ve kamuoyunda faşizme özgü rüzgarların esmesi, Türk siyasetinin geleceği açısından cumhurbaşkanı seçiminden daha önemli ve öncelikli bir sorundur.
Düşünceye karşı kaba kuvvet yani terör öne sürülerek başlatılan bu eylemleri, daha sonra anarşi ve arkasından toplumdaki disiplin ve militarizm özlemleri izler. Bunu geçmişte defalarca görmedik mi? Bunca serüvenden sonra olayları ve eylemleri "Durun bakalım, şimdi ne olacak" diye tribünden izlemek, siyasi umursamazlıktan öteye aymazlık değil midir?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Engin tarihe rağmen bebek kalmak mümkün mü?   / 07-07-2006
 Düşünce de kuşlar gibi sınır tanımaz   / 06-07-2006
 Kadrolu hademe sözleşmeli öğretmenden daha ağırlıklı   / 05-07-2006
 Bakan olmak kolay ama hatasız olmak çok zor   / 04-07-2006
 Kafka'nın "Metamorfoz"u gibi bir dünya   / 03-07-2006
 Bilgi, masa veya diz üstü kadar yakın hepimize   / 02-07-2006
 Birleşmek isteyenler neden ayrılmıştı ki?   / 01-07-2006
 Ölen ölür ama kalan sağlar da pek bizim olamayabilir...   / 30-06-2006
 Japonca'da "kiki", hem kriz hem de fırsat anlamındaymış   / 29-06-2006
 Eski liderler de eskiden yeni değil miydiler?   / 28-06-2006
YILMAZ ÖZDİL
Çankaya...
İtiraz edene, şunu soruyorlar...
MEHMET BARLAS
Faşist parti yok ama faşist eylemler var...
Komünizmin...
FATİH ALTAYLI
Nereden çıktı bu referandum?
Başbakan Erdoğan'ın,...
ERDAL ŞAFAK
Deli saçması mı?
ABD Silahlı Kuvvetleri'nin...
MEHMET ALTAN
Savcıyı at rektörü tut...
Yüz kırk bin...
Fransa ve İtalya'da skandallar 'out' oldu
Yarın, Dünya Kupası finaline çıkacak Fransa ve İtalya'da siyasi ve...
"Kuzey Kore füzeleri Hawaii'yi hedef aldı"
Çarşamba günü denenen füzelerin ABD'nin sahil eyaletini hedef aldığı...
Tek kurşunumuz var.. o da bende
Tek kurşunumuz var.. o da bende
Fenerbahçe'nin yeni patronu Zico: "Transfer için tek atımlık...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu