Bodrum Bodrum olalı...
İlk kez haziran ayını yerli ve yabancı turistsiz geçiren Bodrum, temmuz ayında az da olsa yerli turist açısından hareketlilik başladı. Ancak otel ve lokantalar hâlâ dolu değil. Yabancı turist bu yıl çok az. Nedenini sordum soruşturdum, tahminler aynı. Rezervasyonların yapıldığı tarihlerde başlayan kuş gribi, karikatür krizi. Bunlara Dünya Kupası maçı eklenince olanlar oldu. Geçen yıl İrlandalı, İngiliz, Almanların başını çektiği konut alımı hız kesmiş . İnşaattan anlayan da anlamayan da, geçen seneki gibi konut satışı kârlı olur diye, her yerde başlamışlar inşaat yapmaya. Ancak evdeki hesap çarşıya uymamış. İnşaat sahipleri de diğer esnaf gibi kan ağlıyor. Bu sektörde de işler kesat. Bodrum Merkez ve belde belediyelerinde hummalı bir çalışma var. Bir yandan kontrolsüz inşaat ruhsatları vererek güzelim Bodrum'u beton yığınına çeviriyor, diğer yandan yetersiz alt yapı nedeniyle oluşan sorunlar ile boğuşuyor. Eleman ve kaynak yetersizliği nedeniyle belediyelerin bu sorunların altından kalkması da mümkün değil. Güzelim Gümüşlük ve Yalıkavak ne hale gelmiş . Her yer beton yığınına dönüşmüş. Mantar gibi üreyen inşaatlar kontrolsüz, almış başını gidiyor. Bir yandan güzelim doğa katlediliyor, diğer yandan inşaat yasağına rağmen gürültüden bahçenize bile çıkamıyorsunuz. Yollar ise perişan. Belde belediyeleri hem yetersiz, hem de ilgisiz . Nasıl olsa onlardan hesap soran yok.
Sokak kuyularla dolu Bodrum merkezde Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde bulunan Lapaçavuş sokağı var . Bu sokaktan geçildikten sonra, ağırlıklı İngiliz ve İrlandalıların oturduğu siteler var. Ancak bu sitelerde oturan bu yabancıların o sokaktan geçerken çukurlara düşmemek için safari arabaları ve tecrübe olması lazım. Sokak başından itibaren resmen işgal altında. Önüne gelen sokağın üzerinde ruhsatsız kuyu açmış ve bu kuyulardan su almak için koca kamyonlar peş peşe dizilmiş. Peki her önüne gelen, kendilerine ait olmayan sokak üzerinde bir kuyu kazıp, başına bir boru dayayıp su satabilir mi? Bunlara demirci ve doğramacı atölyelerini de ilave ederseniz sokağın ne halde olduğunu siz tahmin edin. Merak ediyorum bu durumdan kim sorumlu? O yolu kim açacak, kim bakımını yapacak? Çevre sakinleri önümüzdeki hafta bu durumdan dolayı yetkilileri protesto etmek üzere basın toplantısına hazırlanıyorlar. Bodrum'daki sorunlar bunlarla bitmiyor . Geçen hafta karşılaştığım üç dostumdan tesadüfen aynı şikâyetleri dinledim. Türkbükü'nde kaldıkları oldukça büyük ve ünlü bir otelden şikayetlerini dinleyince kulaklarıma inanamadım. Bu ünlü otelde kalanlar aç susuz oturuyorlar. Sabah kahvaltısında beyaz peynire bile hasretler. Yemek desen bulana aşkolsun. Avuç dolusu para ödedikleri otelde aç kalmak da ancak bizim ülkemizde olur. Oteller boş kalınca da neden turist yok diye feryat ediyorlar. Eğer otellerinin çalışmasını istiyorlarsa hem fiyatlarına, hem de hizmet kalitelerine dikkat etmeleri gerekmez mi? Bodrum'da her şey kötü değil. İyi giden işler de var . Turgutreis ve Ortakent Yahşi Beldeleri var. Bu beldeleri gezip görmenizi tavsiye ederim. Hiçbir yerde böyle intizamlı ve temiz belde görmedim. Ortakent Yahşi Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ve Turgutreis Belediye Başkanı Ali Sever Aydın inanılmazı başarmış . İnşaatlar kontrollü, hizmet kalitesi iyi, beldelerini cennete dönüştürmüşler. Diğer belediye başkanları bunları örnek almalı.
|