| |
|
|
THY'nin son zamanlardaki halleri!..
"Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerinde güneş batmayan iki kurumu var.. Dışişleri Bakanlığı ve Türk Hava Yolları.. Bu iki kurumun mensupları dünyanın bir ucunda uykuya yatarken, öbür ucunda yataktan kalkarlar.. Ne var ki bayrağımız bu sayede, 24 saatin her saniyesinde bir yerde dalgalanır. Bu yüzden titizlikle sahiplenilmesi, can gibi korunması gereken iki kurumdur bunlar" dedim, ziyaretime gelen Dr. Ali Genç'e.. Sevgili Recep'in yerine gelen yeni Basın ve Halkla İlişkiler sorumlusu.. Bunları bana zamanında THY'nin en üst düzeyinde görev yapan Erman Yerdelen anlatmıştı. Hiç unutmam. Yeri gelince de ben naklederim, o gün bugündür. "Siz THY'ciler, biz medya olarak, üzerine titremeliyiz Türk Hava Yolları'nın, bu sebeble.." Dr. Ali Genç içimizden biri.. Gazete ve televizyonlarda üst düzeyde yöneticilik de yapmış bir gazeteci.. Bizi iyi biliyor. THY'yi de iyi bilmeye başladığında çok yararlı olacak izlenimini fevkalade verdi bana.. "O kara cuma, rötar felaketleri falan her kurumun başına dönem dönem gelir. Krizlerdir, atlatılır, nitekim atlattınız" dedim.. "Ama bir sorun var ki, orada durum feci.." Anlattım.. Neticede uçak.. Hepsi aşağı yukarı ayni marka model, hepsi ayni yere gidiyor.. Fark.. Servis.. THY muhteşem servisi ile dünyanın en önündekiler arasında yer almaya başlamıştı. Şimdi durum felaket.. Eşek yükü ile fark ödeyen Business yolcularının ağırlandığı CIP odaları rezalet. Temizlenmiyor. Leş masaya oturuyorsunuz. Yenecek gibi hiçbir şey yok. Gecekondu pastanelerinin malları daha kaliteli. Soğuk meşrubat dolapları boş. Çeşit yok. Çoğu zaman su bile yok.. Normal terminalde bir özel cafede paranla otur çok daha iyi.. Olur mu?. Uçağa biniyorsunuz.. Gene eşek yükü ile para ödenen Business Class'ta yenecek şey yok ikramlar arasında.. Bu kadar kötü, bu kadar lezzetsiz, bu kadar kalitesiz şeyler sunacağına, hiç sunma daha iyi.. Koca tepsiyi sadece salata için alıyorum, onda da marul yaprakları simsiyah.. Çöplük yerine, en pahalı servise konmuş, ayıklanmadan.. Ucuz olsun diye mi, tembellikten mi?.. Mide bulanıyor.. Business'de durum buysa, ekonomideki felaketi varın hesaplayın.. O benzersiz servis nasıl böyle leş olmuş, anlamak mümkün değil.. Hostesler için her yolcu potansiyel tacizci. İnsanın yüzüne, gözüne bakmıyor, gülümsemiyor, konuşmuyorlar. Bir karış surat.. Son Antalya yolunda çok şirin ve işlerini zevkle, keyifle yapan iki kıza rastlayınca öyle şaşırdım ki, dönünce isimlerini yazmak geçti içimden.. Normal olanı, haber değeri olan mucize sanır hale gelmişiz, işe bakın.. Biri Nazenin'di. Öbürünün adını alamadım. Teşekkürler kızlar!.. Uçaklarda ekran var. Yolu izliyorsunuz, bilgiler alıyorsunuz, oyalanıyorsunuz yani.. Dünyanın her yerinde bu ekran uçağa bindiğinizde açıktır. Siz uçağı terk edene kadar da açık kalır. Bizde kural yok. Kabin görevlilerinin keyfine göre açılıp kapanıyor, bazen hiç açılmıyor.. Neden?.. Cevap yok.. Şeytan ayrıntıda gizlidir. Bu minik ayrıntı insana "THY'de keyfilik" çağrısı yapıyor.. Doktor Genç ile sık sık buluşup izlenimlerimi anlatacağım.. Üzerinde güneş batmayan THY bizim.. Hepimizin çünkü!..
|