Coşkun, ailenin haylaz çocuğunu niye görevden aldı?
Türk ekonomisinin cansuyu size göre ne? Ortak görüşe göre, ekonominin cansuyunu tabana yayılmış küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) oluşturuyor. O halde Türkiye'de KOBİ dediğimiz şirketlerin sayısı ne? KOSGEB verilerine göre, Türkiye'de 250 bin sanayici-işletmeci şirket var. Şirketlerin yüzde 99'u KOBİ. KOBİ'ler, ekonomiye esneklik sağlıyor. Ekonomideki manipülasyonu engelliyor. Ekonomide yaşanacak daralmalarda sıkışıklığı ortadan kaldırıyor. Sanayinin rekabet gücünü artırıyor. Verimlilik artışı sağlıyor.
Bölgesel güç Kısacası KOBİ'ler 'sanayiyi terbiye' ediyor. Kendi yarattıkları girişimci kültürü ve iş ahlâkıyla ulusal ve bölgesel güç yaratılmasında da öncü rol üstleniyorlar. Diyeceksiniz ki; 'Madem KOBİ'ler bu kadar önemli. Bu KOBİ'leri kim destekliyor?' KOBİ'leri 1990 yılında kurulan KOSGEB, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı destekliyor. KOSGEB, bütçeden pay alıyor. Ama bütçeye kaynak aktaran kurumlar var. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK), Merkez Bankası, Vakıfbank gibi kurumlar da kâr paylarından belli bir miktarı KOSGEB'e aktarıyorlar. KOSGEB'in 2006 yılı bütçesi 144 milyon YTL. KOSGEB bütçesini ARGE çalışmaları için kullanıyor. Sanayiciye fon olarak aktarıyor. 19902003 yılları arasında KOSGEB kanalıyla KOBİ'lere 24 milyon dolar aktarılmış. KOSGEB, 1.5 yılda sanayiciye bankalardan sıfır faizle 1.2 milyar YTL kaynak kullandırmış. Az şey mi?
Reyting karnesi Türkiye kayıtdışının güçlü olduğu bir ülke. Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan bile durumdan şikâyetçi. Reel sektörün açık pozisyonunu bilmek "çok zor" diyor. İşte bu noktada KOSGEB önemli bir iş yapıyor. Şirketleri elektronik ortamda kayıt altına alıyor ve tüm şirketlere zorunlu olarak "3 yıllık stratejik plan" hazırlatıyor. Kayıtdışını önlüyor. Çok önemli çok... Üstüne üstlük 2007 yılı Ağustos ayında yürürlüğe girecek ve 2009 yılından itibaren tamamen uygulanacak BASEL II ile ilgili çalışıyor. Daha şimdiden reyting şirketi FİNAR ile anlaşma yapılmış. FİNAR, KOBİ'lere reyting notu veriyor. BASEL II'nin şakaya gelir yanı yok. Çünkü BASEL II demek 'önce bankaya reyting karneni göster sonra istediğin krediyi al' anlamına geliyor.
Kurumsallaşamıyor Bu durumda KOSGEB'in kurumsallaşması gerekiyor. Ancak gelin görün ki, KOSGEB'te kurumsallaşma bir yana, sular bir türlü durulmuyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, "Ailenin haylaz çocuğu" KOSGEB Başkanı Erkan Gürkan'ı pat diye görevinden aldı. Kendisine danışman yaptı. Niye? Gürkan, söz dinlemediği, bürokrasiyi azalttığı için mi gitti? Yoksa kaz gelecek yerden tavuğu esirgemediği için mi? Hoş, AK Parti tabanı da KOBİ'lerden oluşuyor. 30 bin şirketin denetlendiği, stratejik planlamanın yapıldığı bir yerde acaba 3 şirket denetiminde ortaya çıkan sorun neydi? Acaba parti yoldaşlığı mı? Yazık!
|