kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
  » Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Filmleri sevip sevmemek veya Sil Baştan sendromu
Filmleri sevip sevmemek veya Sil Baştan sendromu

Geçen hafta, hemen herkesin bir kült film olduğunda birleştiği Sil Baştan'dı. Bu hafta ise yine çok kişinin bayıldığı ve ödüller almış olan bir film: C.R.A.Z.Y. Ben ikisini de beğenmedim ve bunu yazdım, yazıyorum. Neredeyse yarım yüzyıldır film izliyorum. Sinemayı ne çok sevdiğimi bilenler bilir, artık bundan söz açacak değilim. Bu tutku derecesindeki sevgi nedeniyle hayli hoşgörülü davranırım. Kolay beğenmez, burnundan kıl aldırmaz eleştirmenlerden olmadım. Ama elbette bunun bir sınırı var. Filmleri ille de beğeneceğiz diye bir şey yok. Oscar almış, ödüller kazanmış, festival gülü olmuş, kült olmuş, gençler ya da ne bileyim yaşlılar, kadınlar, eşcinseller bayılmış...Vallahi hepsi vız gelir. Kendi kişisel beğenim esastır. Zaten kimi filmleri, hem de akıntıya kürek çekerek beğenmezsek, beğendiklerimizin ne değeri kalır? 'Pseudo-intellectual', Türkçesi sözüm ona aydın yönetmenlerin sinemanın özüne aykırı, fazla geveze, aşırı ukala, orijinalliklerini göstermek için yaptıkları işleri de sevmem. İster bizde, ister dışarda yapılsın, bu tür filmlere de hiç kanmam... Biraz manifesto gibi oldu. Ama sanırım gerekliydi. Filmler orada, gidin, görün. Önyargılardan sıyrılarak: Ne kült-film çığlıklarını, ne de olumsuz eleştirileri dinleyerek... Bu arada, geçen hafta benim Sil Baştan eleştirime, komşu sayfada, hem de 27 satırlık yazıma yaklaşık dört misli uzunluğunda bir karşılık veren ve "Dorsay beğenmedi ama gençler için çoktan kült film oldu bile," diyerek bir Atilla Dorsay-gençler çatışması görünümü yaratan yazıya da saygım var. İlgi görmüş bir film için farklı görüşler vermek çok doğal. Ama ah, bir de en basit gazetecilik kuralları gereği, imzalı olsaydı!...
DİĞER SİNEMA HABERLERİ
 Genç bir kız cinselliğin dikenli yollarında...
 Şeytan bu filmin neresinde?
 Turturro'nun filminde herkes şarkı söylüyor!
 Parlak bir felaket örneği...
 Dünyanın bunca sorunu varken...
 Cinsellik denen okyanustan ilginç bir damla
 Yürüyen Şato, Japon usulü bir Alis Harikalar Diyarında
 Cruz ve Hayek banka soyguncusu!...
 Resim yapmak sevişmekten daha iyi
 Afrika'da genç ölümler
 Bol ödüllü bir Kanada filmi
 Mutantlarla yapılan son savaş
 Charlie Kaufman'ın bana son oyunu
 Çarpıcı filmler geçidi
 Hz. İsa üzerine kurulu parlak bir gerilim
 Dünya bir sahnedir
 İkramiye, fahişe ve çete lideri
 Bilgi'de çizgili şenlik
 CIA, pardon IMF yine işbaşında!
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
  » Sinema
    Gurme
ATİLLA DORSAY
Genç bir kız cinselliğin dikenli yollarında...
Her yaz...
Ah bu şarkıların gözü kör olsun
Artık Sevmeyeceğim, Buruk Acı, Ağlama Değmez Hayat, Ferideve...
Demiryolu çalışanları podyumdan çıkmış gibi
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) 150'inci kuruluş...
Eğlence ateşi yükseliyor
İstanbul dışına çıkanlar için Bursa'dan Antalya'ya Bozcaada'dan Ordu'ya,...
Ferrari'sini satan Türk bilge
Ericsson Türkiye'nin eski genel müdürü, Mehmet Emin Karamehmet'in sağ kolu.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.