Üç önemli karar...
Bugün yaşanacak üç gelişme siyasetin geleceğini de etkileyecek... İlki, eski Başbakan Mesut Yılmaz hakkında Yüce Divan'da verilecek karar. İkincisi, DYP'nin ara seçim konusunda Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanlığı'na gidip gitmeyeceği... Sonuncusu da AK Parti'nin Antalya kampında Başbakan Erdoğan'ın çizeceği yol haritası ve ekonomideki durum... İlkinden başlarsak... Yılmaz hakkındaki Türkbank davası 16 aydan bu yana sürüyor. Yüce Divan'dan, bir önceki davadaki gelişmeye bakılırsa, Yılmaz hakkında bir mahkumiyet kararı çıkmayacak. Suçlu bulunsa dahi, aynen eski Bakan Yaşar Topçu davasında olduğu gibi, 1999'da çıkan aftan yararlanması kaçınılmaz. Ancak, Yılmaz ve arkadaşlarının beklentisi, eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan davasında olduğu gibi, beraatle sonuçlanan bir kararın açıklanması. İlk kez bir başbakanı yargılayan Yüce Divan'dan nasıl karar çıkarsa çıksın, Yılmaz'ın İstanbul'a dönüşü yalnız olmayacak. Siyasette uzun yıllar birlikte olduğu arkadaşları uzun bir konvoy hazırlığında. Bu gelişme eski ANAP liderinin siyasete tekrar dönüşünü de beraberinde getirir mi? Kendisi siyasete dönüş konusunun açılmasından hoşnut olmuyor, hatta siyasetten uzak duracağı izlenimi veriyor. Yakın çevresi ise "Allah Kerim..." diyor. Ancak görülüyor ki, Yılmaz gönüllü olmasa dahi, siyaset kendisini rahat bırakılmayacak.
Derin siyasette olmam İkinci beklenti, DYP'nin kendi içinde de tartışan YSK'ya ara seçim konusunda resmen başvurup vurmayacağı. DYP lideri Mehmet Ağar, bir süredir hukukçularla çalışıyor. Sözlerinin bütününe bakıldığında ara seçimin olmasından yana... Arkadaşları ise YSK'nın doğrudan ara seçim kararı almaması halinde Anayasa suçu işleyeceği görüşünde. Bununla birlikte, ara seçimi gündeme taşıyıp, erken genel seçimin önünü kesici olmak veya Ağrı'dan DTP'yi Meclis'e taşımak gibi bir rol oynamak da istemiyorlar. Ağar'la sohbet ederken, bu konulara girmek istemedi, başka bir noktaya dikkat çekti. Bazı eski siyasilerin, seçim zamanı yaklaştığında sahneye çıkıp "ahkam kesip, endam göstermeye başladığını" belirtip ekledi: "Kerameti kendinden menkuller, siyasetin otel lobisi, lokantada yapılacağını sandıkları için kaybettiler. Tuzluçayır, Mamak, Dudullu, Esenler, Güngören, Kadifekale'de olmayınca, parti olunamayacağını anlamadılar, şimdi yine meydana çıktılar..." Ağar isim vermese de "yeni oluşum arayışı" içinde olanları kastettiği belli... Türk siyasetine "derin devlet" söylemini sokan Ağar'ın şu cümlesi de dikkat çekici: "Derin siyasetin içinde olmayız, açık siyaset yaparız. İktidarı sandık götürür, sandık getirir..."
AK Parti kampı Bugüne ilişkin son beklenti ise AK Parti'nin Antalya kampının açılışında Başbakan Erdoğan'ın de diyeceği... Devlet Bakanı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın dün stopaja ilişkin açıklamaları piyasayı rahatlatmadı. Aksine, hükümetin stopaj konusunda 5 ay önce gösterdiği direnişin kırıldığı, baskı yapmaları halinde yeni tavizler koparılması olasılığının bulunduğu şeklinde okundu. Uzun süredir TÜSİAD ve TOBB'dan gelen, sorunun sadece ekonomik değil, yapısal ve siyasi olduğuna dönük tespitler de haklılık kazandı. Bu nedenle Erdoğan'ın bugün cumhurbaşkanlığı ve erken seçimle ilgili söyleyeceği her cümlenin piyasadaki algılanması önemli olacak. Antalya'dan gelecek mesajla ya döviz 4 yıl öncesindeki seviyesinden dönüp ekonomiyi soğutacak, veya hedefler allak bullak olacak...
|