Durum el vahim!
Arap spikerler kale önündeki karambol pozisyonlarda bağırırlar: "Durum el vahim!" Türkiye'nin durumu aynen böyle! 50 yıllık futbol kariyerlerinde 4. kez Dünya Kupası'na katılan Arabistan'a idman veriyoruz. Neymiş efendim, Euro 2008'e hazırlanıyormuşuz. Geçiniz efendim! Dünya üçüncüsü bir takımın düştüğü bu durum utanç vericidir. Eleştirimiz dört noktada: 1- Ulusal Takım'ın başsorumlusu Fatih Terim sloganların antrenörü oldu. "Taktiğimiz 2-2-2-2-2" dedi. Oysa orta alanda kalabalık bir savunma anlayışı ile klasik bir 4-4-2 var. Bazen iki beki ileri çıkarıp saldırgan ve agresif oynasak da pozisyon bulamayan bir hücum futbolu oynuyoruz. İlk yarıdaki üç pozisyonumuzu da biz hazırlamadık, pozisyon hatası yapan Arap savunması ikram etti. Tek gol ise Necati Ateş'in bireysel eseriydi. 2- Arabistan'ın bile bir oyun planı ve disiplini var; bizim oyunumuzun kişiliği yok. Oyun liderimiz Nuri Şahin'di. İlk 11'de yok. (Dün Nihat Kahveci bu rolü mükemmel üstlendi.) 3- Ulusal Takım kadrosunda çaylaklara asla yer yoktur. Olsa bile asla patron olamazlar. Takımlarında yedek olan, kendisini kanıtlayamayan oyuncudan Ulusal Takım'a oyuncu olmaz. Örnek: İbrahim Toraman varken, F.Bahçe'de yedek bile olamayan Can Arat'ta ısrar etmek komikliktir! Ulusal Takım denenme ve acemilerin yeri değildir. Uluslararası arenada ustalar oynar! 4- Cezalı 6 maçımızı dışarıda ve seyircisiz oynayacağız. Peki bu coşkulu seyirci önünde oynamanın bize yararı nedir? (Tek olumlu yön hakemle konuşmamamız) MESAJ: Hâlâ Hakan Şükür'ü tartışanlar bu yerin adayları Nihat Kahveci, Halil Altıntop, Ümit Karan, Tuncay Şanlı, Hasan Kabze, Gökhan Ünal ve Gökhan Güleç'e hakaret ediyorlar. Yeter artık! (Bu sözüm sana Sevgili Ömer Üründül)
|