|
|
|
|
|
|
|
Hakim ve savcı maaşlarına zam
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, hakim ve savcıların özlük haklarında iyileştirme öngören yasa tasarısının Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldığını bildirdi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda değişiklik yapan yasa tasarısının ele alındığını bildirdi. İmzaya açılan tasarı ile hakim ve savcıların özlük haklarında iyileştirme öngörüldüğünü ifade eden Çiçek, iki eksik imza bulunduğunu, bunların da hafta içinde tamamlanacağını, daha sonra tasarının TBMM'ye sevk edileceğini söyledi. ''2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda Değişiklik Öngören Kanun Tasarısı'' ile hakim ve savcıların özlük haklarında iyileştirme yapan bu tasarının, bu hafta tekrar yasalaşmasını ümit ettikleri Sosyal Güvenlik Yasası'na paralel olduğunu bildiren Çiçek, ''Bu tasarı, kanunlaştığı takdirde, hakim ve savcılarımızın özlük haklarında belli ölçülerde bir iyileştirme meydana getirilmiş olacak. Sosyal Güvenlik Yasası'na paralel bir düzenleme de gerçekleşmiş olacaktır. Meclis'e sevkine karar verilmiştir, bu hafta büyük ihtimalle TBMM'ye sevkedilmiş olacak'' dedi. Yaz aylarıyla birlikte inşaat sektöründe büyüme meydana geldiğini anlatan Bakan Çiçek, ihraç edilen çimento fiyatları ile içerideki fiyatlar arasında büyük farklılıklar bulunduğunu ifade ederek, bu konunun da ele alındığını söyledi. Bu durumun inşaat maliyetlerine olumsuz yansıdığını anlatan Çiçek,problemin aşılması amacıyla, Bayındırlık ve İskan Bakanı'nın başkanlığında ilgili bakanların muhtemelen Çarşamba günü konuyu ele alarak bir sonuca bağlayacaklarını söyledi.
TANITIM ATILIMI
Türkiye'nin tanıtımı açısından önemli iki konuyu da ele aldıklarını anlatan Bakan Çiçek, bunlardan birinin 2009 yılında düzenlenecek Uluslararası Ceza Hukuku Konferansı'nın Türkiye'de yapılması olduğunu bildirdi. Bu konferansların 3 yılda bir yapıldığını, 82 ülkeden bin 800 ile 2 bin arasında bilim adamının katıldığı bir konferans olduğunu kaydeden Bakan Çiçek, şöyle konuştu: ''Bu toplantının, kendi ülkelerinde yapılmasını isteyen başka ülkeler var. Ama biz 2009'da yapılacak bu konferansın Türkiye'de yapılmasını çok arzu ediyoruz. Bu alanda yapılmış ilk ve en büyük konferans olacak. Hem Türkiye'nin tanıtımı açısından, hem hukuki bir konunun bu boyutta Türkiye'de yapılması önem arz ediyor, hem de turizmaçısından çok önemlidir. Türkiye son yıllarda uluslararası toplantılara ev sahipliği yapmaktadır ve bunu başarıyla gerçekleştirmektedir. Bunun son örneği NATO zirvesidir. Hükümet olarak bunu destekliyoruz. Bu işin öncülüğünü Türk Ceza Hukuku Derneği yapacak. Adalet Bakanlığı olarak da bu toplantının Türkiye'de gerçekleştirilmesi noktasında her türlü katkıyı vereceğiz, bununla ilgili da Bakanlar Kurulu'nda karar verilmiştir.'' Türkiye'nin tanıtımı açısından ele aldıkları diğer önemli konunun ise EXPO-2015 toplantısının Türkiye'de yapılması olduğunu bildiren Çiçek, bunun için de çalışmaların şimdiden yapılması gerektiğini söyledi. 2015'te yapılacak toplantının nerede olacağı kararının, 2008 yılında verileceğini belirten Çiçek, ''Onun için Türkiye'nin kolları şimdiden sıvaması gerekmektedir'' dedi. Bunun asgari 25 milyon ziyaretçinin Türkiye'ye gelmesini mümkün kılacak bir toplantı olduğunudile getiren Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bizim aday gösterdiğimiz il İzmir'dir. Dolayısıyla İzmir'de böyle bir organizasyonun gerçekleşmesi için vilayet, belediye, sivil toplum örgütleri ve meslek odaları ile birlikte bir koordinasyon içinde bu çalışmaların sürdürülmesi icap ediyor. Bu işin hukuki alt yapısının ve planlamanın şimdiden yapılması gerekmektedir. Her toplantının bir konusu var, bundan önceki toplantının konusu denizcilik-çiçekçilikti. 2015'te Türkiye'de yapılırsa bu toplantı teması sağlık olacaktır. Türkiye bu organizasyonu gerçekleştirdiği takdirde, hem Türkiye'nin tanıtımı hem turizme olan katkısı dikkate alındığında şimdiden önem verilmesi gereken bir çaba olarak görünüyor.'' ''İstanbul'un 2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti olacağını'' belirten Bakan Çiçek, bu iki organizasyonun da Türkiye tarafından gerçekleştirilmesi halinde bunların ekonomi, turizm ve tanıtım açısından fayda sağlayacağını ifade etti. Bununla ilgili Bakanlar Kurulu kararının gelecek günlerde çıkarılacağını kaydeden Bakan Çiçek,gerekli görülmesi halinde yasal bir düzenlemeye de gidilebileceğini söyledi. Bakan Çiçek, toplantıda ayrıca iç ve dış siyasetle ilgili gelişmelerin de değerlendirildiğini bildirdi. Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Danıştay'a düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili olarak, ''Bizdekafa karışıklığı yok. İşlenmiş bir suç var. Suçla ilgili bir konu söz konusu olduğunda hukuki kavramları kullanmaya gayret ediyoruz'' dedi.Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Bir gazetecinin ''Danıştay'a saldırının ardından Başbakan Erdoğan,çete değerlendirmesi yaptı. Siz ve İçişleri Bakanı böyle bir tanım yapmadınız. Hükümette bir kafa karışıklığı mı var?'' sorusuna Çiçek, ''Bizde kafa karışıklığı yok. İşlenmiş bir suç var. Suçla ilgili bir konu söz konusu olduğunda hukuki kavramları kullanmaya gayret ediyoruz. Çete ne anlama gelir, örgüt ne anlama gelir, bu bizim ceza hukukumuzda tanımlanmıştır'' yanıtını verdi. Çiçek, Danıştay'a saldırı olayı sonrası hazırlık tahkikatının da gizliliğini dikkate alarak kamuoyunun merakını gidermek açısından açıklamalar yaptığını hatırlattı. Danıştay saldırısının ardından basında yer alan haberlere de değinen Çiçek, şunları kaydetti: ''El altından kimin verdiği belli değil. En azından kamuoyu tarafından bilinmeyen; ama şunlar var, bunlar var, vesaireler var tarzında doğrulanmamış, hukuki geçerliliği ne ölçüde var. Bu konulardaiyice araştırılmaksızın yazılan bilgilerin, verilen haberlerin kamuoyunda zihni karmaşa meydana getirdiğini ifade etmeye çalıştık. Ama benim bu konuşmam sizin bakımınızdan haber değeri olmadı. Çünkü benim söylediğimden manşetlik bir haber çıkmıyor. Halbuki siz filtre edilmemiş bilgileri almayı tercih ettiniz. Dolayısıyla bizim kafamızdabir karışıklık yok. Mümkün olduğu kadar genel kuralları söylemeye çalıştık. İkincisi şuna dikkat etmemiz lazım. Bakın bir taraftan hukuk devleti diyoruz. Ama öbür taraftan da hazırlık tahkikatının içeriğini zorlayan bilgileri yazmakta beis görmüyorsunuz.'' Çiçek, Danıştay'a saldırıyla ilgili daha önceki yaptığı açıklamalarda, ''Birkaç günlük bir demokratik sabır lazım'' dediğini anımsatarak, şöyle devam etti: ''Bunda katkımız şudur. Güvenlik birimlerimizin emniyete davet ettiği kişiler, çok değişik sebeplerden çağırılmışlardır, gözaltına alınmıştır, bilgisine başvurulmuştur. Tanık sıfatıyla olabilir, bir çelişkiyi gidermek adına olabilir, şüpheli olabilir, daha başka sebeplerden çok sayıda insan emniyete davet edilmiş olabilir. Bütün bunların sonucunda, bir kuvvetli şüphe söz konusu olacak ki, o, iddianamenin konusu olacak. O nedenle bunlar usül hukukunda çok açık ve net olarak belirlenmiştir. Birkaç günlük demokratik sabır derken, söylemek istediğimiz şey, Anayasa'daki dört günlük gözaltı süresidir. Biliyorsunuz bizim anayasamızda azami gözaltı süresi 4 gündür. Bunun sonucunda gözaltına alınan veya davet edilen, bilgisine başvurulan kişi ya serbest bırakılacak veya bir suç şüphesi varsa bununla ilgili usul hukukundaki hükümler çerçevesinde savcılığa ve mahkemeye intikal edilecektir. Bu sabrın gösterilmesi gerekiyor.''
FİLİTRE EDİLMEMİŞ BİLGİ KULLANMAK
Hükümet Sözcüsü Çiçek, gazetecilere, ''Sizin durumunuzu anlıyorum.Ama öbür taraftan da usul hukuku hükümlerine göre olaylar değerlendirilmediği zaman bu tür sıkıntılar zaman zaman karşımıza çıkıveriyor. İnşallah Türkiye bu sıkıntıları yaşamaz. Ama filtre edilmemiş bilgi kullanmak, beraberinde başka sıkıntıları getiriyor'' dedi.
''KONSERVE KANUN ÇIKARMIYORUZ''
''Terörle Mücadele Yasası unutuldu mu? Meclis kapanmadan çıkacak mı?'' şeklindeki soruya ise Çiçek, şöyle yanıt verdi: ''Hayır, unutulmuş değil. Tabii hükümet olarak Meclis'in gündeminitayin etmek bize düşmez. Olsa olsa bizim isteklerimiz olur. Ancak biz,konserve kanun da çıkarmıyoruz. Tasarıyı gönderiyoruz, ilgili komisyonlarda görüşülmesi gerekiyor. Gönderdiğimiz tasarılarla ilgili olarak Adalet Komisyonu'nda iki tane alt komisyon var. Bunlardan bir tanesi, 170 civarındaki kanunda, Ceza Kanunu'na uyum sağlamak üzere kurulmuş olan bir alt komisyon var. Bu komisyon, Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ve İnfaz Yasası'nın hazırlıklarını yürütmüş olan birkomisyon. Komisyon değiştirilmedi ki bir bütünlük içerisinde aynı arkadaşlar çalışsın diye. Terörle Mücadele Yasası da zaten bir ölçüde Ceza Kanunu'yla bağlantılı olduğu için o tasarıyı da inceleyecek olan aynı alt komisyondur.''Çiçek, ''Haziran sonuna kadar bu yasalar çıksın diye uğraşıyoruz''diye konuştu. Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü CemilÇiçek, çete kavramının ne anlam ifade ettiğinin, Ceza Kanunu'nda belli olduğunu söylerken, Danıştay'a saldırıyla ilgili, ''Önümüzdeki günlerde savcılarımız ve güvenlik birimlerimiz çalışıyor. İddianame tanzim edildiğinde bunun ne anlama geldiğini hep beraber göreceğiz, sabırla bekleyelim'' dedi. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek, bir gazetecinin ''Hakim ve savcılarla ilgili yasa ne tür değişiklikler getiriyor?'' sorusunu şöyle cevaplandırdı: ''Bugün hakim ve savcılarımız, aldıklarından daha fazla maaş alabilecekler. Bu her derece için farklı olacak, göstergesi var, farklı bir tutarı vardır. En alt kademeden, mesleğe yeni başlamışlardan, başkanlara kadar bu derecelendirme içerisinde değişik yüzdelerde değişik artışlar, yapılabilecek. Bugünkünden daha iyi noktada olabilecekler.'' ''Danıştay'a saldırının ardından Başbakan, bunun Hükümet'e karşı yapılmış bir saldırı olduğunu ifade etti. Bu çerçevede konu Bakanlar Kurulu nezrinde görüşüldü mü?'' sorusunu Çiçek, şöyle yanıtladı: ''Ülkede barışın ve huzurun sağlanmasından Anayasa gereği sorumlu olan Hükümet'tir. Eğer yapılan herhangi bir eylem ülkede huzurun, barışın, istikrarın bozulmasına olumsuz bir etki sağlıyorsa hiç şüphesiz bunun en evvel rahatsız edeceği makam, Hükümet'tir. Bunda hiçbir tereddüt de yoktur. Bu nedenle böyle bir ifadenin kullanılmış olması, doğrudur. Çünkü ister istemez bununla varılmak, verilmek istenen mesaj 'Türkiye'de bu Hükümet, şunu sağlayamıyor, bunu sağlayamıyor' tarzındaki bir mesajın verilmesidir. Nitekim bu mesaj da öyle algılanmış olmalı ki yapılan yorumlara, analizlere, yazılan yazılara baktığımızda bu terör eylemini işlemiş olanlar, belli ölçüde bu hedeflerine ulaşmış olmaktadırlar. Çünkü böyle bir algılama yapılmıştır. Biz kendi aramızda, Bakanlar Kurulu'nda değil ama olayın akabinde sayın Başbakan'ın, Başbakan Vekili arkadaşımızın başkanlığında ilgili birimlerin de katılımıyla değerlendirmeler yaptık.'' Çiçek, Danıştaya saldırının önünde arkasında kim varsa ortaya çıkarılması noktasındaki kararlılıklarını açıkça ortaya koymaya çalıştıklarını belirterek, şunları kaydetti: ''Bunu ortaya çıkaracak olan devletin güvenlik birimleridir. Biz kararlılığımızı ortaya koymaya çalıştık. Güvenlik birimleri ne yapacaksa biz buna her türlü desteği verdik. Burada dikkat edilmesi gereken şey şudur; maalesef bu ayrımı yapamıyoruz, fiille fail arasında, ya da fiili işleyenle fail olduğu iddia edilen kişiler arasındaki hukuki bağlantıyı kurmaktır. Zihinsel bağlantıyı kurabilirsiniz. Çünkü sonunda bir ceza yargılanması yapılacak ve kişilerin suçu sabit olduğunda da bir ceza verilecek. Dolayısıyla bu ilişki sıradan bir ilişkinin kurulması tarzında olamaz. Hukuki geçerliliği olan bilgiye ve delile dayanması lazım. Delil kavramı burada önemlidir. İspat hukuku burada önemlidir.
''HERKESİN HUKUKA UYGUN DAVRANMASINI ARZU EDİYORUZ''
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Çiçek, basında yer alan haberlerede değinerek, ''Tabiatıyla yazılıp çizilirken işin bu kısmından ziyadebaşka türlü zihinsel bağlantılar kuruluyor. Onu kurmak o kadar zor değil, ama delillendirmek noktasındaki çaba halen devam ediyor. Emniyet güçleri bu çabayı sürdürüyor ve bunu yaparken de hukuk çerçevesinde yapmamız gerekmektedir. Şu ana kadar hukuk dışına çıkılarak bu Hükümet döneminde bir şey yapmamaya gayret ettik'' dedi. Herkesin hukuka uygun davranmasını arzu ettiklerini vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu: ''Çok açık ifade edelim ki hazırlık tahkikatının içeriğiyle ilgiliyeterli derecede yasalara uyulduğunu söylemek mümkün değildir. Bunlar sayfalarca yazılıyor, çiziliyor. Ondan sonra kamuoyunda bir kanaat oluşuyor. Yargıdan da bunu teyit ya da tekzip etmesi bekleniyor. Yargının görevi bu değildir. Yargı, maddi gerçek neyse bunun üzerindenkarar vermeye, soruşturmayı ona göre sürdürmeye mecburdur. Eğer Türkiye gerçekten hukuk devleti olduğunu kabul ediyorsa biz de analizlerimizi belli bir çerçeveye oturtmaya mecburuz'' diye konuştu.
''EMNİYET KEMERİ İÇİN POLİSİN İKAZI GEREKMİYOR''
Bunun üzerine bir gazetecinin, ''O zaman savcıların harekete geçmesi gerekmiyor mu?'' sorusunu Çiçek, şöyle yanıtladı: ''Savcılar hukuka uygun bunu yapmaya çalışıyor. Bu yazılıp çizilenler açısından bazı sıkıntılarımızın, şikayetlerimizin olduğunu söylüyorum. Savcılar yapacaklarsa o kendi takdirleridir. Ben bir şey diyemem. İlla da savcıların harekete geçmesinden evvel bizim de buna dikkat etmemiz lazım. Birinin ikazına, soruşturmasına, tahkikatına gerek olmaksızın hepimizin kurallara uymak gibi de bir mecburiyeti var. Yani emniyet kemeri bağlanması için ille de polisin ikaz etmesi veya ceza yazması gerekmiyor. Arabaya bindiğimizde emniyet kemerini bağlamamız gerekiyor. Savcı niye bunu yapmıyor, şunu neden yapmıyor...Çünkü neticede bu kanunlar Türkçe'dir. Kimin neye riayet ederek davranması gerektiği de bu kanunlarda bellidir.'' ''Başbakan Erdoğan, hazırlık soruşturması devam ederken bir çete bağlantısından söz etti. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?'' şeklindeki soru üzerine de Çiçek, çete kavramının, ne anlama geldiğinin Ceza Kanunu'nda belli olduğunu belirterek, ''220. maddeyi açın bakın, örgütne demek ne anlam ifade eder kanunlarda açıkça ifade edilmiştir'' dedi. Bu çerçevede olaylara bakıldığında işin hazırlık tahkikatıyla ilgili kısmının belli olduğunu ifade eden Çiçek, ''Terörle Mücadele Yasası açısından örgüt olabilmek için ikiden ziyade kişinin, Ceza Kanunu da üç ve daha fazla kişi demektedir. O açıdan bakıldığında önümüzdeki günlerde savcılarımız çalışıyor, güvenlik birimlerimiz çalışıyor. İddianame tanzim edildiğinde bunun ne anlama geldiğini hep beraber göreceğiz, sabırla bekleyelim'' diye konuştu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|