Gül: Hedefleri askerle aramızı açmaktı
Danıştay'a yönelik çirkin saldırı konusunda hükümet kararını vermiş. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün iddiasına göre de veriler, geçmişte Susurluk olayına da karışmış bir grupla bağlantısını gösteriyor... Gül, kısa sürede bütün bağlantıların ortaya çıkarılacağı inancını da kayda geçiriyor. Gül ile bu konuları önceki gün Ankara Sanayi Odası Meclis toplantısındaki konuşması sonrası Başkan Zafer Çağlayan'ın verdiği yemekte sohbet ediyoruz.
Susurluk bağlantısı Sohbetimizdeki bazı sözlerinin yazılmasını istemiyor. Danıştay olayı ile ilgili sözlerini yazma ricamıza ise "sadece bu çerçevede kalmak kaydıyla" onaylıyor. Önce, "Saldırı örgüt işi" sözlerini açıyor. Susurluk olayına da karışmış kişiler ile Danıştay olayının failli olduğu varsayılan Muzaffer Tekin bağlantısına dikkat çekiyor: "Gazetelerin manşetlerinde yer alan fotoğraflara bakın anlarsanız. O fotoğraflar ilişkiyi ortaya koymuyor mu? Kim ve kimler tarafından organize edildiğini göstermiyor mu?"
Amaçları ne? Bu kişilerin eylemden nasıl bir çıkar sağlamayı hedeflediği sorusunu yöneltiyoruz. Gül, "Amaçları hükümeti yıpratmak" diye söze başlıyor. Danıştay'da görevli polis memurunun, canını tehlikeye atarak katil Alparslan Arslan'ı yakalamasıyla "oyunu da bozduğunu" vurguluyor. Ardından ekliyor: "Bir düşünün bakalım, katil yakalanmasaydı neler olacağını; kimlerin hangi senaryoları üreteceğini... O zaman hükümete ne gibi suçlamalar yapılacağını, bir düşünün bakalım..." Bu kişilerin amacının ne olabileceğini de şu sözlerle dile getiriyor: "Amaçları da belli; bunların kim olduklarına dönüp bir bakın. Geçmişteki ilişkilerine bakın. Amaçları Türk Silahlı Kuvvetleri ile hükümetin arasını açmak, bundan prim toplamaktı. Ülkeye ihanetlerinde amaçlarına ulaşamadılar, istediklerini elde edemediler."
"Saçma sapan sözler" Gül, Danıştay olayının ardından hükümetine dönük suçlamalara da tepki gösteriyor. Konuya doğrudan kendisi giriyor: "Bizim rejimi değiştirmek istediğimiz gibi saçma sapan sözler söylüyorlar. Biz rejim değiştirmek istesek AB konusunda bu kadar uğraşı o zaman niye verelim?" AB'ye tam üye olmanın kurallarının belli olduğunu anımsatıyor. Sözlerini, sorularla sürdürüyor: "AB'ye üye ülkelere bir bakın, tam üye olmak için ülkelerin nasıl bir rejim içinde bulunması gerektiğinin koşullarına bakın. AB'ye girmiş Türkiye'nin başka bir rejim tercihi söz konusu olabilir mi?" Türkiye'nin AB'ye tam üye olması için verdikleri çabayı anımsatıp devam ediyor: "Madem böyle amacım var; o zaman tutup gecenin bir yarısına kadar niye AB ile müzakere yapayım? Kopma noktasına geldiğinde, ipi koparmadan bu işten Türkiye'nin yararına bir şekilde sonuçlandırıp AB ile müzakerelerin önünü niye açayım?" Türkiye'nin 10 yıl içinde AB'ye tam üye olması için yoğun uğraşılarının devam ettiğinin altını çiziyor. Tarama sürecinin bitmek üzere olduğunu ve müzakere başlıklarından birinin de yakında açılacağını vurguluyor. "Hem bunun için uğraş verelim, hem de Türkiye'de rejimi değiştirip başka bir şey getirmeye çalışalım; öyle mi?" Danıştay olayı sonrasındaki bazı açıklamalardan duyduğu rahatsızlığını da gizlemiyor. "73 milyonun hükümetiyiz" vurgusunu birkaç kez yapıyor. Ankara'da senaryolar üretilip, "bu ikinci Şırnak olacak" benzetmeleri yapılırken, Gül'ün konuya bakışı ve olayın kimler veya kişiler tarafından yapıldığına ilişkin öngörüsü böyle. Bekleyip göreceğiz...
|