|
|
Türkiye'de hakemlik zor
Bu sezon Avrupa liglerinde tv'de ve Avrupa Kupaları'nda canlı olarak izlediğim maçlarda büyük hakem ve yardımcı hakem hatalarına tanık oldum. Saymakla bitmez. Hem de bu hataları yapanların büyük çoğunluğu üst düzey hakemler. Paris'teki büyük final tam bir hakem skandalına sahne oldu. Norveçli 20. dakikada inanılmaz bir avantajı es geçip, Barcelona'nın golünü iptal etti. Lehmann'ın Eto'o'ya yaptığı hareketi düdükle keserek, Alman kaleciye kırmızı kartı gösterdi. Bu kararla Barcelona skor avantajına sahip olamadı. Kısa süre sonra kendini yere atan Arsenalli futbolcuya yardımcı hakem yanlış bayrağıyla faul verdirdi. Bu faul de gol oldu. Tabii ki yine dengeler değişti. Bütün bunların üstüne Norveçli Hauge 90 dakikanın sonuna kadar faul kararlarında ve kart uygulamalarında büyük hatalar yaptı. Bizde böyle kritik bir maçta böyle bir yönetim olsa neler olurdu neler, düşünebiliyor musunuz? Ama maç bitti, her şey de bitti. Şimdi bu hakem Dünya Kupası'nda düdük çalacak. Avrupa'da bütün sezon gördüğüm örneklerden sonra bizim hakemlerimize üzülmemek elde değil. Büyük baskılara, düştükleri zihinsel sıkıntılara rağmen ellerinden gelini yapıyorlar. Bugüne kadar görülememiş bir puan cetveline sahne olan ligi hakemlerimiz yüz akı ile bitirdiler. Selçuk Dereli arka arkaya çok zor maçlar yönetti. Tahmin etmiyorum ki, dünyada Collina hariç ülkemizin baskı ortamında hiç bir hakem Dereli kadar çok az hatalarla bu maçlardan çıkamazdı. Bülent Demirlek de mükemmel sezon geçirdi. Ama kupa finalinde iki hatalı kararı sonucu hakem şanssızlığıyla Beşiktaş iki gol atınca, o da eleştirilere hedef oldu. Serdar Tatlı da Nobre pozisyonuyla bütün başarılarına set çekilip, ikinci plana düştü. Özgüç Türkalp gibi yetenekli ve dürüst bir genç Konya maçından sonra hala kendine gelemedi. İşte bunları görünce üzülmemek elde değil. Türkiye'de hakemlik yapmak da hakikaten son derece zor.
|