| |
|
|
Kırık camlar, kırık canlar
Üniversitede grafik tasarım bölümünde okumak isteyen lise öğrencisi Salih Yanık grafitiyi, yani duvarlara yazı yazmayı, resimler yapmayı seviyordu. Geçen 3 Ekim 2005 günü Sirkeci Tren İstasyonu'na giden Yanık, sevgisini göstermek için kız arkadaşının adını vagonlara yazmaya başladı. Ama yakalandı! Zabıt tutuldu. Kamu malına zarar verdiği için hakkında dava açıldı. Hamdi Ateş'in ( Yeni Şafak ) haberine göre Salih Yanık bir yıldan altı yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor. Olay sırasında 18 yaşından küçük olduğu için, cezası, eğer alırsa, indirimli olacak. TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman ise bu durumdan hiç memnun değil. " Yazı trene zarar vermedi. Hapse girmesine yüreğim elvermez. Onun yaşında çocuklarım var " diyor. Müdür Karaman güzel konuşmuş. Aynen onun gibi düşünüyorum. Yine de aklıma daha önce burada sözünü ettiğim ' Kırık Cam Teorisi' geliyor. İnsanlar kırılmış, bozulmuş, bakımsız, pis ortamlarda daha fazla suç işliyor. Çünkü, ' demek ki normali bu' diye düşünüyorlar. Genç ve yetenekli Salih Yanık'ın hapse atılarak geleceğinin karartılmasına kesinlikle karşıyım. Ancak 'Kırık Cam Teorisi' göz önünde alınmalı ve kamu araçlarına gelişigüzel grafiti yapılmasına da engel olunmalı. Zaten Müdür Karaman da sözlerine bu fikre uygun biçimde devam etmiş: " Gençler istiyorsa özel vagonlar hazırlarız, sevgi mesajlarını diledikleri gibi yazarlar, trenler de onları götürür. " İşte doğrusu bu!
|