|
|
|
|
|
Kaldırın kafanızı
|
|
Kadıköy'deki 4-0'lık maçtan sonra otobüste kimse konuşmuyordu Sessizliği Hasan Şaş bozdu: "Başınızı dik tutun... Daha her şey bitmedi".
4-0'lık Fenerbahçe yenilgisi sonrası takım Florya'ya dönüyor. Otobüste kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Herkesin başı önünde, çok büyük bir üzüntü var. Sessizliği, ayağa fırlayan Hasan Şaş bozuyor. Ortalığı çınlatarak "Kaldırın kafanızı. Dik durun. Biz Galatasaray futbolcularıyız. Bir maçla yıkılmayız. Daha hiçbir şey bitmedi. Sezon sonunda biz şampiyon olacağız" diye bağırıyor. Otobüs Florya'ya varıyor. Maç sonralarında genelde bütün futbolcular tesislerden evlerinin yolunu tutarken bu kez farklı bir ortam var. Tüm futbolcular tesislerde kalıyor. Konuşulmuş, planlanmış bir hareket değil, kendiliğinden gelişiyor. Şampiyonluk sonrası futbolcular o geceyi sorduğumuzda şöyle konuşuyorlar: "Evimize gidecektik de ne yapacaktık? Zaten çok üzüntülüyüz. Yenilmek bile şampiyonluk yarışında ağır bir darbe, skor da farklı olunca üzüntü katlanıyor. Evde bu havayı ailelerimize yansıtmayı hiçbirimiz istemedik. İşin en ilginç boyutu bu tesislerde kalma hareketi tamamen simultane gelişen bir olaydı. Birkaç kişi bu yönde eğilim gösterince herkes kaldı. Çok da iyi oldu. O gece geç saatlere kadar üçerli-beşerli gruplar halinde beraberdik. Önümüze fikstürü koyuyor ve maçlara bakıyorduk. O gece şampiyon olacağımıza inancımızı birlikte bir kez daha pekiştirdik ve sonuç malum."
FERHAT'IN ÜZÜNTÜSÜ Derbideki 4-0'lık skora en çok üzülenlerin başında Ferhat geliyordu. Saracoğlu'nda ilk kez böyle ağır bir atmosferde maça çıkan genç futbolcunun bir hatası gollerden birini doğurunca yarattığı psikolojik yıkım çok ağır olmuştu. Soyunma odasında Ferhat'ın hali gerçekten çok kötüydü. Dokunsalar ağlayacak durumdaydı genç Ferhat. Belki başka bir takımda ağabeyler böyle ağır bir yenilginin sorumluluğundan kurtulmak için hata yapan genci ateşe atabilirlerdi ama burası Galatasaray'dı. Burada böyle kolaycılık olmaz, gençlere her zaman sahip çıkılırdı. Yine öyle oldu. Herkes, özellikle takımın ağabeyleri üzüntülerini içlerine attılar. Tek tek gelip Ferhat'ın kafasını okşadılar, öptüler, "Olur böyle şeyler oğlum. Bu maça takılıp kalma. Yolumuza devam" diyorlardı. Ertesi gün rejenarasyon idmanında da Ferhat en çok şakalaşılan futbolcu oluyordu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|