| |
|
|
Orta sınıfın iç çamaşırları
Salı akşamı Açık Toplum Enstitüsü'nün bir sunumu vardı. Enstitü, " Türkiye'nin Orta Sınıfı "nı konu alan bir araştırmaya destek verecek. Türkiye temsilciliğini Hakan Altınay'ın yürüttüğü, danışma kurulu başkanlığını Can Paker'in yaptığı, uluslararası nitelikteki Açık Toplum Enstitüsü, Infakto Araştırma Şirketi ile işbirliği içinde, yeni orta sınıfın profilini ortaya çıkaracak. Toplantının amacı, başka fikirlerin katkısıyla projenin geliştirilmesiydi. Önce Infakto'dan Emre Erdoğan ve Güçlü Atılgan, bazı eski çalışmalara ( muhafazakârlık araştırması gibi) dayanarak orta sınıfın genel bir profilini ortaya koydu. Ardından Taha Akyol (Milliyet), Ayşe Önce (Sabancı Üniversitesi), Tayfun Ertan (CNN Türk), Barış Karcıoğlu ve Servet Yıldırım (CNBC-e), Osman Yıldız (Hak-İş), Gila Benmayor (Hürriyet), Funda Özkan (Radikal), Murat Sabuncu (Tempo) ve Gökçe Tüylüoğlu'ndan (Açık Toplum Enstitüsü program sorumlusu) oluşan grup, fikirlerini açıklamaya başladı. Ortaya o kadar çok fikir atıldı ki hepsini yazmam mümkün değil. Ama birkaç tanesini buraya alayım: * Taha Akyol: Yeni orta sınıf ' girişimcilik' konusunda neler düşünüyor? Allah'ı nasıl tasavvur ediyor; cezalandırıcı bir güç mü, yoksa bağışlayıcı mı? * Ayşe Önce: Küreselleşmenin etkisiyle birçok ülkede (mesela Hindistan ve Mısır ) aile değerlerini kutsayan, neo-liberal değerleri benimsemiş, dindar ve milliyetçi bir orta sınıf gelişiyor. AKP tam da bu kesimin temsilcisi. * Can Paker: Bu sınıfın tutkuları, hevesleri, gelecekten beklentileri neler? Kime gıpta ediyor, kimin yerinde olmak istiyor? Ben de önemsediğim bazı noktaları belirttim: 1) Asla 'kuru' anketle yetinmemeli, mutlaka ' derin söyleşi'lerle ayrıntıya girilmeli. Çünkü halk anketçiye yalan-yanlış bilgiler veriyor. (Infakto'nun uzmanları da bunu onayladı. Mesela ifade edilen rakamı 1.6 ile çarpıyorlarmış ki hakiki geliri bulsunlar. Halk kazancını daima olduğundan az gösteriyor.) 2) Araştırma, sadece tutumları saptamadan ibaret kalmamalı, insanların gerçekte nasıl davrandığı da ortaya konmalı: Mesela adam sorulara, ' şöyle dindarım, böyle dindarım' diye cevap veriyor ama cuma ve bayram namazları haricinde camiye uğramıyor. 3) Sorular asla ' ne kadar muhafazakârsınız' diye formüle edilmemeli. Yani kavramlardan kaçınmalıyız. Çünkü herkesin muhafazakârlık anlayışı farklı oluyor. Onun yerine gündelik hayattan somut örneklerle kişinin tutumu ve davranışı ölçülmeli. Bu araştırma siyasetçisinden reklamcısına birçok kesimin işine yarayacak.
|