|
 |
 |
Vakıflar Yasası değişiyor
TBMM Adalet Komisyonunda, Vakıflar Yasa Tasarısı'nı eleştiren CHP'li üyeler, düzenlemenin aynen yasalaşması halinde, ''tehlikeli sonuçlar doğuracağını'' ileri sürdü.
Tasarı üzerinde görüşlerini dile getiren CHP Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç, ''Bu düzenleme, Osmanlı'ya özlem mi? Türkiye, sosyal devlet olmaktan vazgeçiyor mu? Osmanlı'daki gibi iç dış ve adli meseleler dışındaki hizmetleri vakıflara mı bırakacağız?'' diye sordu.
Yapılacak düzenlemeyle, yabancıların mal edinmesinin önünde hiçbir sınırlama olmayacağını, bununla ferdi güç olmaktan çıkıp cemaat gücünü arkasına alan vakıfların nasıl bir noktaya geleceğinin iyi düşünülmesi gerektiğini savunan Kılıç, Türkiye'deki azınlık vakıflarının hiçbir sınırlama olmadan mülk edinmesi ve ticaret yapmasının mümkün olacağını kaydetti.
Bunun hassas bir konu olduğunu vurgulayan Kılıç, ''Bu tasarıyı incelerken, 'Acaba biz bir savaş mı kaybettik' hissine kapıldım. Burası yol geçen hanı mı? Her yabancıya istediği kadar mal edinme hakkı verirsek, bunun sonu nereye varacak'' diye konuştu.
CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan da Türkiye'de mevcut mevzuata göre, Türk vatandaşları ile yabancıların vakıf kurması konusunda tam bir eşitlik olduğunu belirtti.
Tehlikeli bir düzenleme yapılmak istendiğini kaydeden Eraslan, ''Bu tasarı bu şekilde yasalaşırsa, İstanbul'da 1912 yılına kadar ki nam-ı müstear ve nam-ı mevhumların gayrımenkullerinin tesciline yol açarsınız. Bununla, Büyükada'yı bağışlamak, Gökçeada'yı kaybetmek, Ayasofya'yı camii değil ama kilise yaptırma tehlikesi vardır. Ne yaptığınızı bilin. Anadolu'nun her köşesindeki Aziz Paul, Aziz Pier adını taşıyan kiliseler için talep hakkı doğacak'' dedi.
Bazı kesimlere ayrıcalıklar getiren ''kompartıman özgürlüğü'' olamayacağını savunan Eraslan, bunun, kabul edilemeyeceğini söyledi.
Avrupa'nın, ''iki yüzlü davranarak'' vakıflarla ilgili konuyu hak ve özgürlük ihlali olarak ortaya koyduğunu öne süren Eraslan, ''Lozan Anlaşması'nda mütekabiliyet koşulu vardı. Peki, biz bu yasayı çıkarırsak Rodos'ta, Girit'teki Osmanlı'dan kalan camiyi onarabilecek,orayı ibadete açabilecek miyiz?'' diye konuştu.
Eraslan, tasarının maddelerine geçilmeden reddedilmesini istedi. CHP Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ise tasarıyla, vakıflarla ilgili bütün sınırlamaların kaldırıldığını ileri sürerek, ''Bu yasayla Ayasofya gider mi, gider. Bir ülke kendisine bu kadar zarar verir mi?'' dedi.
''BU KADAR ELEŞTİRİYİ HAK ETMİYOR''
AK Parti'li milletvekilleri ise düzenlemeyi savunarak, varsa bazı eksikliklerinin giderilmesi için alt komisyon kurulmasını önerdi. AK Parti Ağrı Milletvekili Halil Özyolcu, köklü bir düzenleme yapıldığını, düzenlemenin yenilikler içerdiğini belirterek, ''Mahsurlu gördüğümüz yönler var. Bunlar düzeltilebilir'' dedi.
AK Parti Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu, düzenlemenin bu kadar ağır eleştirileri hak etmediğini, 1-2 noktanın değiştirilmesi gerektiğini söyledi. CHP'lilerin endişelerine katılmadığını vurgulayan Kutlu, vakıfların kapatılmasına, mallarına devlet tarafından el konulmasına karşı olduğunu ifade etti. Kutlu, ''Vakıfların fazla denetlendiğinden şikayetçiyim. Vakıfların kendi yağında kavrulan yapılar olmasına izin verilmeli'' dedi.
CHP'li Eraslan, yeniden söz isteyerek, ''Ne yani, PKK Kongra-Gel vakıf kurarsa buna kapatmayacak mıyız? Soroz Vakfı'nın çeşitli ülkelerde neler yaptığını biliyoruz'' görüşünü savundu.
161 CEMAAT VAKFI
Milletvekillerinin soru ve eleştirilerine yanıt veren Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, düzenleme hakkında bilgi verdi. Vakıf kurmanın kolaylaştırıldığını belirten Beyazıt, bugün vakıf kurmak isteyen bir kişinin 600 milyar lirasının olması gerektiğini söyledi.
Vakıfların mal alım ve satımının kolaylaştırıldığını, buna karşılık kuruluşta vakfa özgülenen malın kesinlikle satılamayacağını anlatan Beyazıt, yönetici olmak için bazı şartlar getirildiğini ifade etti.
Cemaat vakıfları ile yabancı vakıfların birbirinden farklı olduğuna işaret eden Beyazıt, cemaat vakıflarının 1924 yılına kadar gayri Müslim vatandaşlar tarafından kurulan vakıflar olduğunu söyledi.
Eraslan'ın Ayasofya ile ilgili sözlerine işaret eden Beyazıt, ''Ayasofya öncesinde vakıf değildi. Ayrıca, bunların vakfiyeleri, Sultan Mehmet Vakfı'na gider'' diye konuştu.
Atatürk'ün bu konuda iyi bir düzenleme yaptığını, tüzel kişilik kazandırmak amacıyla bu cemaatlerin mallarıyla ilgili beyanname istendiğini, ancak bazılarının devletin ellerinden alacağı korkusuyla gerçek beyanda bulunmadığını bildiren Beyazıt, Türkiye'de 161 cemaat vakfı bulunduğunu söyledi.
Bu vakıfların 1936-1974 yılları arasında mal edinmeye devam ettiğini, daha sonra bir Yargıtay kararında, ''36 beyannamesi uyarınca mal edinme hakları olmadığı için bunların mal edinemeyeceğine'' karar verildiğini hatırlatan Beyazıt, bunun, uygulamada adil olmayan bir sonuç doğurduğunu savundu. Cemaat vakıflarının mülk edinememesi nedeniyle yapılan bağışların vakıf üzerine tescil edilemediğini, düzenlemeyle bu sıkıntının giderildiğini söyleyen Beyazıt, ''(Hz. İsa,gel bu mala sahip çık) demenin mantığı yok'' dedi.
''AB, YUNANİSTAN'A BİR ŞEY DEMİYOR MU?''
Komisyon Başkanı Köksal Toptan'ın, Balkanlardaki Osmanlı eserlerinin durumunu sorması üzerine Beyazıt, AB içinde farklı uygulamalar olduğunu belirterek, özellikle Yunanistan'daki Türk eserlerinin kötü durumda olduğunu söyledi. Bu ülkede cunta döneminde çıkarılan yasaların hala yürürlükte olduğuna işarete eden Beyazıt, Toptan'ın, ''AB, bizim bu yasamızı bile beğenmiyor. Peki Yunanistan'a bir şey söylemiyor mu?'' sorusuna, ''Bilemiyorum'' yanıtını verdi.
Milletvekillerinin de aynı yöndeki soruları üzerine Beyazıt, ''Biz, Vakıflar Yasası çıkarıyoruz. Azınlıklar veya cemaatlerle ilgili sorunlar bunun konusu değil. İçişleri ve Dışişleri bakanlıklarının alanına giriyor'' dedi.
Toptan da milletvekillerinin sorularını sürdürmesi üzerine, ''AB ile ilgili sorunlarımızı Vakıflar Yasası ile çözemeyiz'' karşılığını verdi. Tasarı, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra, alt komisyona sevk edildi.
(AA)
|