|
|
Dünya görüşü şart!
Ellerine aklına sağlık Vahap Munyar . Geçen pazar günkü yazısını iletişime kafa yoran tüm iş adamları bir kez daha okumalı. Türkiye Halkla İlişkiler Derneği TÜHİD'in düzenlediği Altın Pusula Ödülü'nün jürisindeymiş. Önüne gelen, ünlü bir deterjan firmasına ait bir PR projesinde ölçümlemenin reklam eş değerine göre yapıldığını görmüş. Munyar haklı olarak köpürmüş. Diyor ki: "Siz gazetede, dergide çıkan, TV'lerde yayınlanan haberleri reklam gibi ölçüp, 'Şu kadarlık reklama bedel haber' derseniz, birileri, 'haberlerin karşılığında para mı alıyorlar' diye sormaz mı? Bu durum, 'parayla haber yapıyorlar' kuşkusu yaratmaz mı?" Medyanın konuyu net bir şekilde kavraması ne kadar sevindirici. Sıra iletişim hizmeti alanlarda... Bir önceki hafta da THY örneğinden yola çıkarak ben yazmıştım. 'Yuh olsun bana' başlıklı yazıda bu yöntemin dünyada terk edildiğini, uygulayanların da sektörde neredeyse 'geri zekalı' muamelesi gördüklerini, medyada etkililiğin artık 20'nin üzerinde çok daha bilimsel parametre ile ölçüldüğünü dile getirmiştim. Aslında hepsi üst üste geldi. Hasbelkader Kral TV'nin ödül törenine gittik. Çok başarılı bir organizasyondu. Ülkenin müzik alanında belki de en önemli ödülleri veriliyordu. Gece bitti. Ertesi gün internet ortamında yaylım ateşi başladı. İddia'ya göre birinciler Turkcell'e gelen oylara göre değil, Kral TV üst yönetiminin keyfine göre belirlenmişti. Eğer bu iddia kanıtlanırsa Kral TV hayli zor durumda kalır. Yıllardır verilen ödül itibarını kaybeder. TMSF'nin gerekirse olaya el atması, 'Bir şey olmaz' mantığından sıyrılması, kriz iletişiminin gereğini yerine getirmesi şart. Son günlerde James Grunig'i tekrar okuyordum. Grunig, başarılı iletişimciyle başarısızını ayıran temel kriterin dünya görüşü olduğunu vurguluyordu. Hangi meslek grubu için geçerli değildir ki bu tespit? Hepsi aynı eğitimi alsalar da, hekimin, avukatın, mühendisin, siyasetçinin son tahlilde başarısını belirleyen, aralarındaki farkı ortaya koyan unsur dünya görüşü değil midir? Yine aynı günlerde Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın (BTSO) 4. Girişimcilik Kongresi'nde Mehmet Altan'ı izledim. Altan üstüne basa basa altını bir kez daha çizdi: "Günümüzde iş adamı rekabeti yönetmek istiyorsa entellektüel olmak zorundadır". Ardından Prista Oil'in Yönetim Kurulu Başkanı Plamen Bobokov'un yaptığı bir tespit noktayı koydu: "İnsan kaçırdığı önemli olayları hiçbir zaman unutmaz. Ama onları neden kaçırdığını, karar anında tercihini hangi gereksiz şey için kullandığını hatırlamaz!" Şimdi gelin bunları birleştirin... Kedi erişemediği ciğere 'mundar' dermiş misali yıllarca 'Entel dantel' diye horlanmış olan 'derinlikli' tutum olmadıkça tercihleri doğru yapmak mümkün değildir. İletişim ise sürekli doğru 'tercih' yapmak demektir...
|