Fırat'tan Çiçek'e dava
Her hafta gruba gelenlerin isimleri tek tek okunduğundan olsa gerek, AK Parti Grubu her geçen gün daha kalabalıklaşıyor. Kuliste ise adım atacak yer yok. Seçmenler, bakan ve milletvekilleri ile köşe kapmaca oynuyor. Bir de kendilerini kulisten grup salonuna göndermek için didinen Meclis polisiyle... Kulisin kapısı ile AK Parti grup salonuna giden on metrelik alanda tanıdık olsun olmasın, herkes elindeki pusulayı bir bakan veya milletvekilinin eline tutuşturmak için savaşıyor. Birileri yanındaki çocuğunu veya yakınını görücüye çıkarmış gelinlik kız gibi elinden sıkıca tutup bakan veya milletvekillerinin önüne sürüp benzer cümleyi tekrarlıyor: "Bakın bu yaşta işsiz kaldı... Siz söylerseniz vallahi işe alırlar..." Son olarak Başbakan Erdoğan bundan nasibini alıyor. Onlarca korumanın arasından sızmayı başaranlar, Erdoğan'ın karşısına dikiliyor. Başbakan da on metrelik mesafeyi, 34 dakikada aşabiliyor. Miting alanına dönen kuliste bu karmaşa içinde bakan ve milletvekilleriyle sohbet etmeye çalışıyoruz.
Dördüncü'nün mektubu Genel Başkan Vekili Mir Dengir Fırat, sırtını bir sütuna dayamış... Bir yandan seçmenden gelen pusulaları cebine atıp, "tamam bakacağım" derken, diğer yandan bizimle sohbet etmeye çalışıyor. İlk tepkisi gazetelere: "Selanik'te Atatürk'ün evindeki anı defterine hakkımızda ağır ifadeler yazan kişinin sözlerini basın nasıl yayımlayabilir?.." Fırat'a, 82 yaşındaki Fethi Dördüncü'nün anı defterine yazdıklarının bizzat Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek tarafından kamuoyuna açıklandığını anımsatıyoruz. Fırat'ın tepkisi sert oluyor: "Gazeteler hakkında tazminat davası açacağım. Birileri açıkladı diye sizler yayımlayamazsınız..."
"Çiçek yanlış yaptı" Fırat, sadece gazetelerin değil, Çiçek'in konuşmasını yayımlayan televizyonların da suç işlediği iddiasında... Seçmenden gelen iki pusulayı daha cebine koyup yanından yolladıktan sonra, bu kez oklarını Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e çeviriyor: "Hükümet de konuyu kendi içinde konuşabilir. Ama mektubu kamuoyuna açıklamaları doğru değildi. Cemil Çiçek de bu eylemi gerçekleştiren kişi olarak suç işlemiştir." Bir hukukçu olan Fırat, ciddi bir yüz ifadesiyle cümlesine noktayı koyuyor: "Çiçek hakkında da tazminat davası açacağım..." Bunun nasıl olacağını sorduğumuzda ise şu yanıtı veriyor: "O mektupta hakaret var. Bunu kamuoyuna açıklayan da aynı suçu işlemiş olur. Cemil Çiçek yarın tazminat davası celbini eline alınca nasıl dava açıldığını anlar..." Grup toplantısı sonrasında Çiçek'e yönelik sözlerinin ciddi olup olmadığını anlamak için Fırat'a yeniden soruyu yöneltiyoruz. Bu kez Çiçek'e açacağı tazminat miktarını da açıklıyor: "Bizde hakimler genelde kendi maaşına göre tazminatı belirler. Onun için 5 bin YTL civarında bir tazminat davası açacağım..."
"Doğru yapmadık" Fırat bunları söylerken AK Parti içindeki genel havaya bakıldığında durumun hükümetin önceki günkü tavrından farklı olduğu anlaşılıyor. Öncelikle, Bakanlar Kurulu'nun 82 yaşında, bir siyasi kimliği olmayan kişiyi muhatap almasına tepki gösteriliyor. Birçok milletvekili, hatta bazı bakanlar, "toplum vicdanı hakkında kararını verecektir" deyip dava açmayı düşünmediğini açıklıyor. Bazıları, "aleyhimizde yazılmış yazının reklamını mı yapacağım" tepkisini gösteriyor. Bununla birlikte, "hükümetin sinir katsayısının yükseldiği ve yanlış yapmaya başladığından" da yakınılıyor. Fırat'ın, Çiçek hakkındaki sözlerini de bu çerçevede okumak gerekiyor.
|