|
|
|
|
|
'Hiç zayıf bir kadını oynamadım'
|
|
Şu sıralar "İçerideki Adam" filmiyle beyazperdede görünen Jodie Foster, üç yaşından bu yana şov dünyasının içinde. İki kez Oscar kazanan oyuncu, şimdiye kadar verdiği bütün kararlardan oldukça memnun.
Kuzuların Sessizliği, "Panik Odası" ve "Uçuş Planı" gibi filmlerle sinema izleyicisinin yakından tanıdığı Jodie Foster, "Hiçbir zaman işkolik olmadım" diyor. Üç yaşından bu yana gösteri dünyasının içinde olan ünlü oyuncu, "İçerideki Adam" filmindeki rolünü ve oyunculuğa bakışını anlatıyor.
- Bu filmde de ilginç bir kadın karakteri canlandırıyorsunuz. Rolünüzü nasıl tanımlarsınız? - O bir aracı. Eğer bir şeyler yanlış gidiyorsa gelip ortamı düzeltiyor, gruplar arasında müzakereler yapıyor. Ama bu, onun yargıç olduğu anlamına gelmiyor. Daha çok tarafsız, biraz İsviçre gibi... Bu da benim kitabıma göre, onu kötü biri yapıyor.
- Geçmişteki filmleriniz ticari açıdan başarılıydı, ama sanatsal açıdan değil... Yeni bir Oscar almak istemiyor musunuz? - (Gülüyor) Ben her türlü rolle ilgileniyorum. "Kuzuların Sessizliği" nde amaç, Oscar almak değildi... Bilmiyorum, bu konuda kesin kurallarım yok. Sanırım beni ilgilendiren, bir hikayenin parçası olmak...
- Cesur kadınları canlandıran rollerde oynuyorsunuz. Sizce neden böyle? - Evet, bu hoş değil mi? Geçmişe dönüp hayatınıza bakıyorsunuz, izlediğiniz yola bakıyorsunuz ve şimdi buradasınız. Bir oyuncu olarak, giderek daha fazla kendiniz olduğunuzu görüyorsunuz. Evet doğru, çok güçlü kadınları oynuyorum. Hiçbir zaman zayıf bir kadını oynamadım. Neden olduğunu bilmiyorum. Tek başına bir kahraman olmak istediğimi söyleyebilirim. Aslında bu çok klasik, erkek kahraman trajedisi. Bunu erkek karakterlerde her zaman görebilirsiniz.
- Daha önce rol aldığınız "Uçuş Planı" ve yeni filminizdeki rolünüz, bir erkek için yazılmıştı... - Evet, rahatlıkla bir erkek olabilirdi. Üstelik bir tek kelimesini bile değiştirmek gerekmezdi. Aslında "Kuzuların Sessizliği" de böyleydi, "Panik Odası" da. O filmlerdeki rollerim de çok kolay erkek karakter olabilirdi.
- Bu sizin derinde kalan bir isteğiniz mi? - Hayır. 2006'dayız ve kadınlar, 'insan'ı oynuyor. Bu öncü olduğum anlamına gelmiyor. Yine de başlangıç noktasındakilerden biri olduğumu hissediyorum.
- Nazileri öven film yapımcısı Leni Riefenstahl hakkında bir film projesi üzerinde çalışıyorsunuz. Tepkilerden çekinmiyor musunuz? - Bu filmi yapmamın nedenlerinden biri de bu... O, ünlü olmayan karakterlerden biriydi ve hala en büyük kadın film yapımcılarından sayılabilir.
- Kadın yönetmenlerin işi neden daha zor? - Bir stüdyoda kadın yönetmen olunca aslında hiçbir şey değişmiyor. Yine iş yapıyorsunuz, yine aynı şarkıyı söylemek zorundasınız...
- Verdiğiniz kararlardan mutlu musunuz? - Evet. 43 yaşındayım ve gerçek bir hayatım ve gurur duyduğum bir kariyerim var. Asla, yaşadığını sadece sette olduğu zaman hisseden işkoliklerden biri olmadım... Tom Cruise olmaya ihtiyaç duymadım o yüzden de Tom Cruise değilim.
- Fakat Tom Cruise'un da Tom olmaya ihtiyacı yok mu? - Evet. Onu çok uzun süredir tanıyorum. Onda hayranlık veren bir şey var. Hızlı araba kullanmak ister. Bir uçağın nasıl uçurulduğunu öğrenmek ister. Bahse girerim Mars'a da gitmek ister.
|
|
|
|
|
|
|
|
|