"SOVB, evlilikte ilişki tazeleme gibi"
Türkiye ile ABD arasında yayınlanacak, "Stratejik Ortaklık Vizyon Belgesi'ne (SOVB)" ilişkin çok şey yazılıp çizildi. Peki, belge ne anlama geliyor? Türkiye ile ABD arasında var olan, "evlilik" gibi temel kurallara dayalı "Stratejik Ortaklıktan", farklı bir evreye mi geçiliyor? Türkiye veya ABD'nin bir başka ülkeyle benzer "belgesi" var mı?.. Soruları hükümetin dış politika mimarı, Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu'na yönelttik.
Rusya ile var ABD hakkında bilgi sahibi olmadığını belirtti, "Ama bizim var" deyip açıkladı: "Rusya ile benzer belgemiz var... " Davutoğlu, Rusya bir çalışma grubunun da oluşturulduğunu anımsatıp ekledi: "Türkiye-Rusya Avrasya Stratejik Vizyon Belgesi var. Ayrıca Avrasya Stratejik Grubu da oluştu, çalışıyor..." Ardından, bir uyarıda bulundu: "Sakın ola ki bu iki belge, birbirinin karşıtı olarak algılanmasın..."
Evlilik gibi... İki ülke arasında "stratejik ortaklık" varken "vizyon belgesine" neden gerek duyuldu? Davutoğlu, "soğuk savaş sonrası Türk-ABD ilişkilerinde zaman zaman farklı algılamaların, davranışların ortaya çıkmaya başladığını" belirterek yanıt verdi: "Belgenin amacı, kriz ve beklenmeyen gelişmeler karşısında TürkiyeABD arasındaki hesaplarda optimum faydayı almak. Kurallar ve aktörlerle ilişkilerin, krizlere ayarlı değil, ortak vizyona dayalı gelişmesini sağlamak..." Sözlerini pekiştirmek için de örnekleme yoluna gitti: "Uzun süreli evliliklerde eşlerin, belirli aralıklarla ilişkilerini tazelemeleri, bunu karşılıklı ilan için akıl geliştirmeleri gibi algılanmalı. Kriz çıkmadan da hazırlıklı olunmalı, vizyon belirlemeli..."
Yeni masa kurulur Sadece Davutoğlu değil, hükümetin konuyla ilgili aktörlerine göre, "Stratejik Ortaklık Vizyon Belgesi" gelecekte Türkiye'nin yararına sonuçlar doğurucak. Çünkü, "Soğuk savaş sonrası, küresel ilişkilerdeki mahiyet değişimi TürkABD ilişkilerine de yansıdı. Yeni bir vizyona bağlama gereği ortaya çıktı..." Örneğin, Afganistan'da sağlanan uluslararası koalisyonun, Irak'ta gerçekleşmedi; aksine, büyük güçler arası rekabet eksenine kaydı. İran'daki gelişmeler de bunun bir yansıması... Bu durumda; "dünya savaşları sonrasındaki gibi, küresel ortak kuralların belirleneceği bir masa oluşacak; Türkiye de merkez aktörlerden biri olarak burada yer almalı..."
Rice'ın Gazprom uyarısı Hükümette bu hesaplar yapılırken, Rice'ın, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül görüşmesinde, "büyük güçlerin rekabetini" gösteren bir gelişme de yaşanıyor. Gezi öncesi Financial Times'ta da yer aldığı gibi Rice, "Rusya'nın bölgede enerji tekeli haline gelmesinden memnun olmadıklarını" söylüyor. TürkiyeYunanistan gaz boru hattına, Rusya'nın Gazprom şirketinin ortaklığını doğru bulmadıklarını bildiriyor. Ayrıca, Rusya'dan alınan gazın kullanım kapasitesinin arttırarak, "Gazprom'a bölgede stratejik kart kullanma hakkının verilmesinin yanlış olacağını" vurguluyor. Bunun yerine, 2007'de devreye girecek Azerbaycan gazına yönelmenin daha doğru bir yol olacağını söylüyor. Gül ise Rice'a, Rusya'dan alınan gazın, bir süre sonra Türkiye'nin gelişen sanayisine ancak yeteceğini belirterek karşılık veriyor. Gül, "Mısır-Ürdün-Suriye, Kazak-Türkmen hatlarına da işlerlik kazandırmamız ve Türkiye'yi çok odaklı enerji terminaline çevirmemiz lazım" diyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'un, gelecek ay planladığı ziyareti öncesi, Rice'ın Ankara temaslarından arta kalanlar bunlar...
|