Devletin borçlarını en iyi yansıtan gösterge kamunetborcununmilligelireoranı. İç borçlar yanına kamuya ait dış borçların eklenmesiyle bulunan brüt kamu borcundan, Merkez Bankası'ndaki net varlıklar ile kamu mevduatı ve İşsizlik Sigortası net varlıkları düşülerek net kamu borcuna ulaşılıyor. 2001 krizi sonrasında ekonomide sağlanan olumlu üç gelişmeden biri bu. Enflasyon düşüşü, büyüme ve nihayet kamu borcunda kayda değer iyileşme.
Normalleşmeyedönüş Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı AliBabacan'ın son açıklamalarından 2005 yılında kamu net borcunun milli gelire oranının tahminlerin de altına indiğini gördük. Normal tahminlerde önce yüzde 61 olarak alınan, son tahminlerde yüzde 57.5'e revize edilen kamu net borcunun milli gelire oranında gerçekleşmeyüzde55.8oldu.Buoranaynızamandailkkez2000yılıdüzeyininaltınainmişoluyor. Yani krizin yükü ile kriz öncesinde halının altına süpürülmüş kamusal borçların bütün izin silindi ve normaldönemedönüldü. Gizlenmiş ve krizde oluşmuş ekstra yük artık kamunun sırtından kalkmış durumda.
İyileşmeninnedeni Kamu net borcunun milli gelire oranı yüzde 90.5 ile en yüksek düzeyine kriz yılı 2001'de ulaşmış. Aradan geçen 4 yıllık sürede 35 puanlık bir iyileşme gerçekleşmiş. * Bunda da rol oynayan en önemli faktör milli gelirde 4 yıldır devam eden yüksek büyüme oldu. GSMH rakamları 2001'de 148 milyar dolardan 360 milyar dolara yükseldi. * İkinci sırada ise kamu açıklarının azaltılması ve kamu borçlanmasının düşürülmesi rol oynadı. Burada yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla verilmesinin borç stokunun kontrol altına alınmasına katkısı yüksek. * Küresel koşulların uygun gitmesiyle reel faizlerin düşürülmesi de kamu borçlarının sürdürülebilir hale gelmesine katkıda bulundu. Böylece kamunun borçluluğunda AB normu olan brüt borçların milli gelirin yüzde 60'ını aşamayacağı kuralını yakalamaya sadece 4 puan kaldı. Yılsonu itibariyle brüt kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 64 düzeyine kadar inmiş durumda.
Yatırımortamınınönemi 2001 krizi sonrasında özel sektörün yeniden yapılandırılmasında doğru dürüst mesafe alınamadı. Bunun için bir strateji çizilemedi. Yatırım ve üretim ortamı iyileştirilmedi. Ama başta kamu borcunun sürdürülebilirliğinin artmasında olduğu gibi, makro istikrarın sağlanması özel sektörün önünü açtı. Yatırım ortamının düzelmesini sağladı. Bir sektörü veya bir semti düşünün, iş yapan esnafların en büyüğü, herkesten para toplamış. Durumu giderek kötüleşiyor. Bunun oradaki iş ortamında yarattığı korku yeter. İşte şimdi devletiniflasetmeriskininortadankalkması,özelsektördeveişdünyasındabenzerrahatlamayıyaratıyor. Bu nedenle özel sektör, 2001 sonrası büyüme ve yatırımların motor gücü haline geldi. Bir de yatırım, üretim ve iş ortamı iyileştirilseydi, ekonomide Cumhuriyet tarihinin en iyi yıllarını yakalamak pekala mümkün olabilirdi.
Sonuç "Çalışarakkazanılanbiber,baldantatlıdır"AbazaAtasözü