Parmak kaldırsın!
"Başbakan danışmanı" işadamı Cüneyd Zapsu, ABD'lilere, "patronu" için, "Kanalizasyona atmayın, iyi adam, kullanın" mealinde konuşunca, yurdumun tüm onurlu, milliyetçi, tam bağımsız mahfillerinde infial patladı. Şimdi az söndü, ama patladı. Bu niteliklerinde samimi olan elbet patlayabilir. Ama siz değil, sıradaki gelsin! Eğri oturup doğru konuşalım, Missouri'den beri tek partili-çok partili-çok darbel-içok hasarlı, "kullandıkça açılan garaj arabası" tarihimiz, "ABD'nin kullanma" tarihidir bir yandan. Aksini; kimi milliyetçi, kimi cumhuriyetçi, kimi mukaddesatçı, kimi laik, kimi demokrat, kimi liberal, kimi asker, asker olmadan askerden çok asker, NATO'da, IMF'de, Gladio'da filan emir eri olmuş kardeşlerimiz, büyüklerimiz külahımıza anlatsınlar. Başbakan'ın da kök bulduğu hareket değil midir; 6'ncı Filo'yu protesto edenlere saldırıp meydanı "Kanlı Pazar"a çeviren. Devir değişmiş, herkes değişmiş, daha canlı, daha kansız olmuştur; lakin, icazet için ABD kapısı aşındıran, en gerici, en işgalci, en dayatmacı merkezleri kapı kapı dolaşan babam mıdır? Sivil ve asker; kimdir? "Tezkere çıkacak, çıksın; please!" dendiğinde, 60 bin ABD askerine memleketi kullandırmak için Meclis'e koşan bizim mahalleli miydi? İktidarın çoğunluğu idi. Sadece kabul oyları yetmedi. Haksızlık etmeyelim; onlara karşı "Laik Cumhuriyet ve tam bağımsız Türkiye"yi savunan Silahlı Kuvvetler farklı bir şey mi istemişti?
Elbette; nükleer başlık da bulunduğundan şüphelenilen üsleri de AKP açmamıştı. Kim açmıştı sahi? Açanlar ile asanların çelişkisi sizce "ABD tarafından kullanılmama" meselesinde çok radikal miydi? "Kore'ye come on!" talimatı çıktığında, "Asker göndermem" yahut "Askerimle gitmem" diyen birisi, sivil veya rütbeli, çıkmış mıydı? Hem demirkıratların, hem de onları idama yahut Zincirbozan'lara götüren darbelerin, hepsinin de ABD'ce desteklenmesi ne işti? Sivilin son kullanma tarihi dolunca darbenin kullanılma zamanı geliyordu. Latince de böyleydi; Yunanca da. Demirel, Özal, Çiller... ABD'yi kullanmışlardı; di mi? "Bu kış komünizm gelebilir" diyen dedem değildi; her kış ülkeyi korkuyla zincirleyen, ABD'nin kullandığı sivil, asker şahsiyetlerdi. Elhak, kimi solcuyu vuran silah ile kimi milliyetçiyi öldürenin aynı olduğu da görülmüştü ve çeşitli yörelerde "milliyetçi hassasiyeti olanlar"ı örgütleyen "Kontrgerilla" projelerinin hamisi de ABD olmuştu. Tabii NATO, CENTO bağlılıkları, bağımlılıklarında; hibeydi, askeri yardımdı, krediydi, IMF'ye ışıktı, silahtı, eğitimdi, az yatırımdı, korumaydı, şemsiyeydi, ağabeydi, dosttu, müttefikti, sözde stratejik ortaktı, eğlenceydi... açıkçası, biz de "çok kullanmıştık ya" ABD'yi!
Bölgede, Bin Ladin'i ve sonra "terörist", önce "özgürlük savaşçısı" Afgan fabrikasını icat eden, milli petrolcüler iktidar olmasın diye Saddam'dan katil, darbeci ve Şah'ı gitmiş vahı kalmış İran'a karşı katliamcı-seri katil imal eden, sonra bir de onları yok etmek için başkasını kullanan "Türk ve Kaikos Adaları" değildi. Kıbrıs'ı tamamen doğru anlamış mıydık? "Kissinger operasyonları"yla Yunanistan'da ABD malı darbe yapan subayların, bağımsızlaşan, az Sovyetleşen Makarios'u devirmek için Kıbrıs'ta darbeye giriştiğini, Türkleri korumak için Türkiye'nin müdahalesi sayesinde Kıbrıs'ın bölündüğünü, bölünmüş stratejik adada ABD kullanımının garanti edildiğini, kullanım tarihi dolmuş Yunan cuntasının tasfiye edildiğini, bir süre sonra sıranın Türkiye darbesine geldiğini, darbeci komutanlara ABD'nin "Bizim çocuklar" dediğini, "Bizim Evren"e NATO askeri kanadından çıkmış Yunanistan'ın dönüşünün yaptırtıldığını, Yunanistan'ın AB ufku açılırken darbe ile Türkiye'ninkinin kapatıldığını, nice milliyetçi palavra arkasında "kul"lanmanın mevcudiyetini, kök hücrelere işlemiş sayılabileceğini, neden ABD'de askeri eğitim alındığını ve oralarda sık dolaşıldığını... yani? Tabii ki, "demokrasiden" bahseden terör örgütünü de kullanıyor, ona karşı kardeşini kullanıyor, sizi birbirinize karşı da kullanabiliyordu. Komplo değil, realiteydi! Şimdi, lütfen... "Hiç kullanılmamış" olan parmak kaldırsın. Siz değil!
|