Saygınlık her şeyden önemli

Türkiye'de rekabet denince akla gelen iki takım, nefes nefese bir yarışla şampiyonluğa koşuyor. Ülkemizde adet olduğu üzere, mücadele sahadan dışarıya taşmış durumda. Sahadaki mücadelenin başarıyı getirmeye yetmeyeceği düşünüldüğünden, yöneticiler de bu yarışa kendi yöntemleriyle katılıyor. Dünya Kupası yaklaşırken "joga bonito" söyleminin yayıldığı bir ortamda, futbolumuzda yaşadıklarımız ve izlediklerimiz maalesef spor kavramına olan uzaklığımızı gün gibi ortaya koyuyor.
Toplumu daha kötü noktalara sürükleyecek bu gerginliğin giderilmesi için de tek ihtiyacımız olan şey sağduyu. Ben; Fenerbahçe yönetimini gereğinden fazla gergin görüyorum. Taraftarlarının inandığı kadar şampiyonluğa inansalar bu gerginliği üzerlerinden atacaklar. H.Ulusoy'un G.Saray'a olan bilinen sempatisini kullanıp, onun elini kolunu bağlamak ve kamuoyu yaratmak için Ulusoy'lu spekülasyonlarla gerginliğin tırmandırılması kısa dönemde belki F.Bahçe'ye bir katkı sağlayabilir. Ancak 100 yıllık ve 'dünya kulübü olma' hedefindeki bir kulübe şampiyonluk yolunda her yolu mübah saymak, kırıp dökmek yakışmaz. F.Bahçe iyi olduğu için H.Ulusoy'un elinden şampiyonluk kupasını daha önce aldı. Hakikaten iyiyse (ki iyi) bu sene de alacaktır. Milyonların gözü önünde buna kimse mani olamaz. Lider olmak yalnızca puan sıralamasında ilk sırada olmak değildir.
Bunu salt para gücüyle de sağlayabilirsiniz. Ama aynı zamanda spor kamuoyunu doğru yönlendirmede, sporun ve spor felsefesinin gelişmesine katkıda bulunmak için paranın yanında başka değerlere de ihtiyaç vardır.
"Türkiye'nin en çok şampiyonluk kazanmış" takımını yalnız F.Bahçeliler'in değil tüm spor kamuoyunun nezdinde "Türkiye'nin en büyük takımı" sıfatına taşıyacak olan da bu yönde bir liderliktir.
Eskilerden beri söylenen "Her çocuk F.Bahçeli doğar" söylemi taraflı tarafsız bu kulübe olan beğeni, sevgi ve saygının bir ifadesiydi. Başarı yolunda zamanla kaybolan bu sevgi ve saygınlığın yeniden kazanılması günlük başarılardan daha önemlidir.
Tesisleşme, gelirlerin arttırılması, kulübün kurumsallaşması gibi konularda kazandığı başarılarını candan alkışladığımız A.Yıldırım ve yönetiminin yeni dönemde bunu sağlayacak adımlar atmasını diliyorum.