Eski bir hesap
1960'larda, ABD Vietnam bataklığına koşa koşa saplanmaya başladığında... Öldürülen her bir Vietnamlı için ABD'nin askeri harcaması 350 bin dolar kadarmış. Her bir Vietnamlı, daha doğrusu bir Vietkonglu ölü yahut onları destekleyen, ayırt edilemeyen köylü. Aynı dönemde, ABD'nin, Vietnam'da değil, kendi ülkesindeki yoksullar için... Yani ABD vatandaşı, çoğu siyah ve Latin, yoksullar, sefiller, açlar, evsizler, kimsesizler için... Her bir yoksul ABD'li için ayırabildiği kaynak ise 51 dolarmış. 51 dolar. Şöyle diyelim: Her bir "düşman" Vietnamlıyı öldürmek, yaşatmamak için (kişi başına) 350 bin dolar... Her bir "dost" ABD'liyi öldürmemek, yaşatmak için (kişi başına) 51 dolar. Birilerini kendi ülkelerinde öldürmek için ölü fert başına 350 bin dolar. Birilerini kendi ülkende yaşatmak için canlı fert başına 51 dolar.
Hesabı bilirsiniz. Aynı harcamayla daha çok öldürürseniz, ölü kişi başına harcamanız düşer. Ölü sayısı harcamanızdan daha hızlı artarsa da öyle. Ama harcamanız öldürdüklerinizden daha hızlı artıyorsa, ölü başına bomba, silah, nakliye, uçak, yakıt, asker olarak harcamanız da yükselir. Buna karşılık, okul, hastane, eğitim, yiyecek, iş, bakım, barınma, emeklilik vesaire olarak, her canlı başına daha yüksek bir kaynak ayırabilmek için toplam kaynağı arttırmanız gerekir. Çünkü, canlı yoksullar çoğalır. Kaynağınız artmazsa, her canlı başına harcamanız daha da düşer.
Bir namlu kadar soğuk... Belki en soğuk mevsimde, ki bazen her mevsim soğuktur kimine, evsiz, aç ve yoksul olmak gibi çok çok soğuk bir izah tarzı bu. Sıcak bir bomba da sonunda soğur. Sımsıcak bir napalmla yanan ölü canlar da soğur. Bu izah tarzı da o kadar soğuk ve o kadar basit. Bu dünyada bu izah tarzı çok basittir. Çok basit olduğu için, devletleri yönetenler de, yönetilenler de, savaş ve ölüm histerisinde sürüklenenler de pek umursamaz. Bombaların, silahların, mermilerin, mayınların, ölümlerin dili daha geleneksel, daha anlaşılırdır. Doğrudan ırkımıza, milletimize, milliyetimize, dinimize, ideolojimize, destanlarımıza, ağıtlarımıza, zaferlerimize, gururlarımıza karşılık düşer. Yoksulluğun ise... kendisi gurur verici olmadığı gibi... Yoksulun kendisi bile, 51 doların arttırılmasını değil, daha ziyade ötekilerin öldürülmesini isteyebilir. Zaten bir tek bu istekleri çağlar boyunca, iktidarlar, muktedir sınıflar ve kudretliler ve ekonominin savaşı ile savaşın ekonomisi tarafından hemen kabul görmüştür. Süt isterlerse çocuklarına, aşı isterlerse... Okul, öğretmen, daha iyi eğitim isterlerse... Haysiyetli bir iş, horlanmamak, insan yerine konmak isterlerse... Mahkemede, karakolda, orada burada saygı görmek isterlerse... Olmaz denmese bile, kolay olmaz, çünkü daha zordur. 51 doları çoğaltmak, 350 bin doları yakmaktan daha zordur. Hayata 52 dolar harcamak, ölüme 349 bin dolar harcamaktan daha zordur. Kolay olsa... Biri hızla artarken, diğeri hızla gerilerdi. Kolay olsa, biz de, burada, kendi ülkemizde, ama şöyle ama böyle, bunu akıl ederdik!
|