| |
|
|
Biraz "sanatsal" dedikodu!..
Efendim İstanbul Devlet Opera ve Balesi kaynaklı dedikodunun merkezinde Beyhan Murphy var. Kim bu Murphy?.. Biraz geriye gidelim.. İstanbul Balesinde baş koreograf olmasıyla kurumu oldukça karıştırmıştı. Sonunda İstanbul'un Genel Sanat Yönetmeni Suat Arıkan onu görevden aldı. Sen misin alan?.. Ankara'da bakanlık üst düzeyinden devreye girenler, daha yeni, dünyadan habersiz bakan Atilla Koç'un beynini yıkadılar. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Remzi Buharalı, kendi atadığı arkadaşı Suat'ı görevden aldı, yerine Meriç Sümen'i getirdi, hemen ardından da istifa etti. Meriç'in İstanbul'da ilk işi, Beyhan'ı göreve iade etmek oldu. İkinci işi olamadı, çünkü bakanlık onu bu defa da Devlet Opera ve Balesi'nin başına geçirip Ankara'ya çağırdı. İstanbul'a da Kerim Soysal getirildi. Sular durulmuş görünürken, Danıştay Suat'ı görevine iade etti. Meriç bakanlığa giderek Suat'la çalışmak istemediğini, tekrar görevden alacağını söyledi. Bakanlık "Mahkeme kararına saygı gösterelim. Yapma" dedi ve bu haber İstanbul'a ulaştı.. Bana da fısıldandı, bu arada.. Suat Arıkan'ın görevde kalacağı anlaşılınca, Beyhan Murphy, kendisini görevden alarak tüm bu işleri başlatan müdürüne gitti.. "Artık barışalım. Ben sizinle beraber çalışmak istiyorum" dedi.. Bu sürpriz ziyaretin haberi tam da Opera ve Bale kulislerine yayılırken, bakanlık daha sürpriz bir kararla Suat Arıkan'ı yeniden görevden alınca, yanlış ata oynayan Beyhan Murphy şap gibi açıkta kaldı. Bu defa Kerim Soysal'a koştu.. Soysal, Murphy'ye "Siz benim yerimde olsanız, sizin için ne karar alırdınız" deyince, Beyhan Murphy istifa etti.. Haydan gelen, huya gitti. Geriye çorbaya dönen İstanbul Opera ve Balesi kaldı.. Nasıl?.. Güzel hikâye değil mi?.. Güzel bir trajikomik opera liberettosu çıkar bu öyküden..
Magazin haberi işte bu.. Dedikodu haberi de bu.. Peki nerde bu tür haberleri izleyenler, yazanlar, sayfaya koyanlar.. Tüm medya üç çıplağın peşine takılmış.. Görülmedik yerleri kalmamış, hala onların resimleri.. Söylenmedik lafları kalmamış, hâlâ onların sözleri.. Gazetecilik bu hale gelince, gazete de okunmaz olur, kimse şaşmasın!..
|