| |
|
|
Hâlâ tezkere mevzuu
Türk Ordusu'nun Irak'a girmesiyle ilgili tezkere, reddinin üzerinden neredeyse iki yıl geçtiği halde hâlâ tartışılıyor. Tezkerenin gündeme geldiği dönemde benim de aralarında bulunduğum bazı yazarlar tezkerenin geçmesine destek vermiş, bazıları ise aksi fikri benimsemişti. Tezkereye "Hayır" diyen veya o dönemde fikir beyan etmeyenler şimdi "Bakın nasıl haklı çıktık" diye övünen yazılar yazıyor. Dinamik süreçlerle ilgili "statik" tavır belirleyip haklı çıkmak diye bir şey olmaz. Türkiye girseydi, bütün şartlar ve gelişmeler farklı olacaktı. Bu yüzden bugünkü değerlendirmeler "kısa vadede" bile geçersiz. Uzun vadeye gelince, kimin haklı kimin haksız olduğunu henüz zaman göstermedi. Fakat olası gelişmelerin "ön sinyalleri" benim ve benim gibi düşünenlerin haklı olduğunu gösteriyor. Ben tezkereye destek verirken özetle şunları söylemiştim: "Kuzey Irak'taki hakimiyetimizi yitiririz, bu da PKK'nın güçlenmesine neden olur. ABD askerleri ile Türk askerleri karşı karşıya gelir hatta küçük çaplı muharebeler olabilir. Türkiye'nin kırmızı çizgilerinde geri adımlar atmak zorunda kalırız. Kürt devletinin kurulması kaçınılmaz olur." Bunların tamamında haklı çıktım mı? Ki daha bunlar başlangıç. PKK Kuzey Irak'ta güçlendi. Barzani ve Talabani ile ciddi bir işbirliği içinde. Daha da vahimi, PKK İran'da ciddi bir örgütlenme içinde. En etkin Kürt gücü olmaya çalışıyor. Olası bir İran saldırısında ABD'ye hizmet vermeye hazır ve Irak'ta Talabani ve Barzani'nin üstlendiği görevi üstlenebileceğini söylüyor. Bütün bunları göremeyenler, ABD'nin Irak'taki sıkıntısına bakarak "İyi ki, tezkere geçmedi" diyorlar. Çünkü değerlendirme yapmayı bilmiyor, değerlendirmelerden alıntı yapmayı biliyorlar...
|