| |
|
|
10 yıl önce, 10 yıl sonra
Çankaya'da Turgut Özal oturuyor olsaydı... "Şemdinli olaylarından sonra" ne yapardı? Sanırız "Bakanlar Kurulu'na başkanlık ederdi." Çankaya'da Süleyman Demirel oturuyor olsaydı... Sanırız "siyasetin zirvesini" Köşk'te toplardı.
Her yiğidin yoğurt yeme tarzı değişiktir. Her Cumhurbaşkanı'nın "devlette uyumu gözetme yaklaşımı" kendine hastır. Sayın Ahmet Necdet Sezer'in "sitili, üslubu" da böyle.
Cumhuriyet döneminde, sayısı fazla olmamakla birlikte "Çankaya zirveleri" yapılmış. "Son zirve" bundan 10 yıl önce. Konuşulan konu: - Devlet içinde devlet var mı?.. Yargı bağımsız mı?.. Bazı devlet görevlileri, yasal yetki sınırlarının dışına çıkıyor mu?
"O tarihte" konu Susurluk'tu. Şimdi konu "Şemdinli." Şemdinli olayı olunca ilk sorulan "ikinci Susurluk mu" sorusuydu. Ve iki olayda da aynı şeyler tartışıldı, tartışılıyor: - Devlet... Derin devlet... Devletin şüphe altında bırakılması... Adaletin işleyip, işlemediği.
Tarih 22 Aralık 1996. Çankaya'da "liderler zirvesi" yapılıyor. Konuşulanlar "bugünkü konuşmaların üç aşağı, beş yukarı aynısı."
22 Aralık 1996 zirvesinin "tutanakları" tam 74 sayfa. Hepsini yayınlamaya kalksak, bu sayfanın tamamını en az 8-10 gün "kapatmamız" gerekir. O nedenle "bir günlük özet" sunacağız.
"Şeffaflık" adına ve "kamuoyunun bilgi edinme hakkı" adına bugün "Çankaya tutanaklarını" açıyoruz.
|