| |
|
|
Bu göbekle nasıl Şeyh Şamil oynarım?
Memleketten binlerce kilometre uzakta, Bahreyn'deyim. Eski bir milli folklorcu olmanın avantajı işte. Çoğu öğrencilerimin öğrencisi olan çocuklar, şimdi Anadolu Ateşi grubunda dans ediyor. Çayda çıra Kaptanları Mustafa Erdoğan da, "Savaş Abi, Formula 1 bu defa Bahreyn'de. Biz açılış için büyük bir gösteri yapacağız. Bari bu defa reddetme de gel. Ekip seni görürse daha bir ateşlenir. Hatta gir son 10 dakika aramızda Şeyh Şamil oyna, deli horon, tamzara ya da ne bileyim garzane, cepikli, çayda çıra oyna" diyor.
Rüzgâr saçlı kız Gülerek yanıtlıyorum onu. "Mobidik balina gibi sahneye çıkar bu göbekle ne de oynarım ama dediklerini..." Sonra damardan giriyor diyor ki: "Rüzgar saçlı kız senin evladın sayılır. Onu o zor günlerinde; ayağını kaybettiği kazadan sonra ilk tanıyan, hepimize tanıtan sensin. Sayende bize de güç katan bir eleman oldu şimdi o. Binlerce kişinin karşısında kazadan sonra ilk kez sahne alacak ve protez bacağıyla dans edecek. Seyretmezsen olur mu?"
Haydi o zaman İşte bu cümle canevimden vuruyor beni. Böylesi bir mürüvvet gecesini vallah da kaçırmam. - Peki o zaman Mustafam kat beni de kadroya. İşte gün geldi, gidiyoruz. Ama o ne? Havaalanında herkes var, Ebru, yani rüzgar saçlı kızımız yok. Aralarında sorunlar çıkmış meğer. Bir çırpıda hallolacak mevzular katlanmış katmerlenmiş ve rüzgar kız kalıvermiş İstanbul'da.
Mühim hadise O dakikadan sonra dönemem, cayamam elbet. Zaten hepi topu 2 gün. Vın diye gidilecek, dönülecek. Ama tersliğe bakın ki işin öbür tarafında çok önemli bir olayı ıskalamak var. Fener-Galatasaray maçı var yani.
Yaban illeri Böyle bir derbi oynanacak; ben Arap elinde, yaban ilinde olacağım heyhaat. Lakin şükür ki onun da çaresini buluyoruz. Bahreyn filan demeden maçımızı biiir güzel seyrediyoruz. Nasıl mı? Aşağıda anlatayım hem okuyun, hem bu iki takım niye bu kadar büyükmüş bi kere daha anlayalım.
|