kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

İki zaaf noktası: Adalet ve İçişleri

Ortalık bulanınca serinkanlı bir akla ihtiyaç artar. Günlük kargaşanın izine düşmeden, tabloyu daha geniş açılı bir perspektiften görmek için serinkanlı akıl sorar:
- Ne oluyor?


Ortadoğu'da İran krizi tırmanırken ve dünkü İngiliz gazeteleri ABD'nin askeri operasyona hazırlandığını söylerken patlak veren provokatif karikatür olayı nedir? ABD'nin silah tekellerinin ellerini ovuşturacağı bir sinsi tuzak mı? Müslüman kardeşlerin etkili bir lobi faaliyetinin sonucu mu? Ya da birbirine çok zıt gözüken ancak daha fazla kurcalayınca aynı kavşaklarda yolları kesişen kuklaları oynatan gücün işi mi? Muhakkak ki normal olmayan bir durum var ama ne olduğu çok da net değil.
Herkesin "av ve avcı" olduğu bu dünyada, tuzağa düşmeden yürüme gayretinin en sağlıklı pusulası hiç şüphesiz "serinkanlı akıl" ...


Ne var ki, evrensel düzeydeki provokatif gerginlik bizim ülkede de revaçta...
Danıştay, hukuken kabul edilemeyecek kararlara imza atarken, Konya'da da gözü dönmüş bir grup Sabah muhabiri Aliye Çetinkaya'ya "başı açık ve kotlu" diye saldırıyor.
Evrensel hukuk kuralları açısından Danıştay'ın aldığı karar da kabul edilemez, Konya'daki saldırı da. Bunun gereğini gene hukukun yapması gerekir. Ülkeyi normalleştirecek ve istikrarı sürekli kılacak tek güvence hukuk.
Ama gel gör ki, bizde bu güvence sistemi işlemiyor.
Hukuk sisteminde ciddi çatlaklar var.


AK Parti iktidarının zora düştüğü yer sadece adalet sistemi değil, İçişleri de sorunlu.
Orhan Pamuk davası sırasındaki görüntüler oradaki güvenlik zafiyetinden kaynaklandı.
Beş gazetecinin duruşmasında polislerle yumruk yumruğa dövüşenler için hiçbir yaptırım söz konusu olmadı.
Trabzon'daki "ben geliyorum" diyen olaylara da hiç aldırılmadı. TAYAD'lıların "linç girişimini" tertipleyen ve yalan haber veren televizyon kanalı ile öldürülen rahip için hedef gösteren yayınlar yapan "gazetenin" adresinin aynı olması tesadüf mü? Hukukun yerle bir edildiği her noktada "hukuktan" yana tavır alması gereken kamu yöneticilerinin inanılmaz bir hamasetin ipine sarılmasının hoşgörüyle kabulü anlaşılır bir şey mi?


Her gün Adalet Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı'nın devreye girmesini gerektiren inanılmaz iddialar ortaya atılıyor, ama bunların hiçbiriyle ciddi biçimde ilgilenildiğini görmüyoruz.
Kentleri parselleyen mafyalar artık sıradanlaştı. O kadar sıradanlaştı ki, "şiddete övgü" tavan yapar hale geldi. Bürokrasinin kesinkes tavır alması halinde mafyanın yaşamasına imkan var mı? Ama anlaşılan rant kavgaları öylesine bir kar getiriyor ki kimse buna aldırmıyor.
Tabii bizzat iktidar kadrolarının rant paylaşımı içine girdiği ve birbirlerinin gözünü oymaya başladığı bir iklimde bunu beklemek ne kadar anlamlı?


Birçok konuda çok başarılı işler yapılmasına rağmen ortalığa çıkan bu tökezleme görüntülerinin ardında, iki sorun yatıyor.
Adalet ve asayiş. Son zamanlarda ortalığın bulandığı her noktada, bu iki alandan kaynaklanan bir zafiyet var.
Ne o zafiyet? Evrensel hukuk yerine, iç siyasetteki çekişmelerin ve rant hesaplarının öne çıkması.
Hükümet, başarısının gölgelenmemesini ve bundan sonraki süreci de sağlıklı götürmek istiyorsa, rant için örgütlenen kendi kadrolarını, atamalarda liyakatten ziyade yandaşlığa önem veren anlayışı ve her seferinde ilerlemeyi çelmeleyen adalet ve güvenlik sistemindeki kasıtlı tavrı iyi incelemeli.
Yoksa Türkiye, evrensel ve yerel provokasyonun sonucu duvara çarpacak.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 On bin kişiye iş   / 11-02-2006
 Gazeteleri nasıl okursunuz?   / 06-02-2006
 Cinayet ekonomisinde saydamlık tatavası   / 04-02-2006
 Merkez Bankası'nı anlamak ya da anlamamak...   / 30-01-2006
 Döviz-kur-borsa üçgeninde kaybolmak...   / 28-01-2006
 Şemdinli 'sizlere ömür' mü?   / 23-01-2006
 Elektrik Rum icadı mı?   / 21-01-2006
 Şişli'de savcılar var mı?   / 16-01-2006
 Katilseverler   / 14-01-2006
 Başbakanla...   / 09-01-2006
ALİ KIRCA
Hâkim ve hakem!
Bu yazının yerinin spor sayfası olması...
ERGUN BABAHAN
Pınar Selek
"Kimsesizlerin kimiyim" diyerek iktidara...
UMUR TALU
Organize küfür-2
Aslında ne lüzumu var, elalemin...
ERDAL ŞAFAK
Satır araları
PKK'dan ayrılınca adı öldürülecekler...
MEHMET ALTAN
İki zaaf noktası: Adalet ve İçişleri
Ortalık bulanınca...
ABD hedefleri belirledi
Nükleer programı nedeniyle BM Güvenlik Konseyi'ne sevk edilen İran...
Iraklı çocuklara İngiliz şiddeti!
ABD'li askerlerin adının karıştığı Irak'taki Ebu Garip...
Hiç idmana çıkmayın!: 6-0
Hiç idmana çıkmayın!: 6-0
G.Saraylı futbolcular, idman boykotu yapıp doğru dürüst çalışmadan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu