| |
Çok önemli bir polis şefinden çok çok önemli sözler
* TRABZON
Meslekte 10 yılı deviren tüm polis muhabirleri onu "sıkı operasyonlarından" tanır. Çok iş çözdü, çok mühim olayları aydınlattı. Sonunda aklının, zekasının, yüreğinin, bileğinin hakkıyla çok önemli bir mevkiye de geldi.
İlk anda Trabzon'a gelen İçişleri heyetinde olduğunu görünce sevindim. Her zamanki mütevazı, sakin tavrıyla kenarda köşede durmayı tercih ediyordu. Bir ara epey kıyı bir noktada yanına yanaşıp yarım saat kadar özel sohbet kurma şansı yakaladım. Daha ilk anda anladım ki Trabzon'da olup biten iki büyük olayın, Gökdeniz-Fatih ikilisine saldırı ve papazın vurulma olayının tüm ayrıntılarına vakıf.
Gıkları çıkmamış Sordum: - Doğrudan ilgili değilsiniz bu vukuatlarla ama sizin polis kafanız nasıl değerlendiriyor bu olan biteni? - Futbolculara saldırı olayında işin bu kadar uzayıp gitmesi biraz da kendi kusurları. Tehdidi aldıkları anda bize bilgi verselerdi aynı gün gereği yapılırdı. Arkadaşlar neredeyse yalvar yakar olmuş onlara. "Ne varsa söyleyin. Bize yardım edin" demişler, gıkı çıkmamış ki bu arkadaşların. Biz kendi açımızdan olayları değerlendirip durumu kavradık. Sonunda "Konuşsanız da konuşmasanız da işi çözdük. Böyleyken böyle dedik." O zaman "Durun anlatalım" dediler. İsterlerse yine anlatmayabilirlerdi. Her türlü delili, bilgiyi toplamıştık zaten. Aynı şey Sebatspor Kulübü Başkanı'nın vurulma olayında da oldu. "Kim vurdu?" diyoruz yanıt yok. Onu da çözdük. Önemli olan delillendirme. Adam firardaymış, olsun. Her yerde her şekilde alırız nasıl olsa.
Dosya kapanacak mı? - Papazın öldürülmesi işi böyle kapanacak mı? "16 yaşında aklı gitgel bir çocuk eseneklendi, cinayet yaptı" denip kapatılacak mı bu konu? - Zanlı artık tutuklu. O yüzden bazı şeyleri konuşabiliriz. Çocuk kiliseye giderken 10 yaşında kardeşini de yanında götürüyor. Kapının önünde tesadüfen bulunan bazı komşulara silahını gösterip; "Ben içeri girip papazı vuracağım" diyor. İnanmıyorlar; "Allah'ın verdiği canı sen mi alacaksın?" diyorlar. "Evet" diyor, dalıyor içeri. Sonra da art arda ateş ediyor, öldürüyor papazı. Çıkışta da neredeyse güle oynaya diyeceğimiz hali tavrı var. - Bu kadar fütursuzca yani?
Silah nasıl ele geçti? - Aynen öyle. Oyun oynar gibisinden bir şey. Sonra birtakım istihbarat alınıyor, değerlendiriliyor. Kaçakçılık masasında çok akıllı yiğit bir genç memur var. Adı Ö. Nokta tespitini o yapıyor. Evin tam yerini, çocuğun o saatte evde olduğunu belirliyor. Saat 01.25'te bilgiyi merkeze ulaştırıyor. 2 saat sonra da alınıyor çocuk. - Silah nasıl ele geçiyor? - Silah aileye ait iş yerinde ele geçiyor. Ağabeyine ait bir silah. Diyorlar ki; "Bu çok pahalı bir tabanca. Bulunması zor tabanca." Yok böyle bir şey. Biz geçen yıl operasyonlar sonucu toplam 1250 tabanca ele geçirdik. Bunlarda 430 tanesi Glock marka. Avusturya'dan kayıtlı kuyutlu satılıyor bunlar. Amerikalı alıyor, Irak'ta şurada burada kullanıyor. O arada bir şekilde direnişçilerin filan eline geçiyor bu silahlar. Sonra el altından başkasına, başkasına derken sınırı geçiyor, Türkiye'ye de giriyor. Fiyatı çok düşük 1.5-2 milyar arası müşteri buluyor burada. Avusturya'ya yazı yazdık, tabancanın nüfus kağıdı gelir yakında.
"Delilik" akılla olur! - Ağabey evde ruhsatsız silah bulundurmuş. Çocuk bunu almış cinayette kullanmış. Abinin hiç mi vebali yok? - Olmaz olur mu? Ben buradaki arkadaşlara biraz sitem ettim bu yüzen. Abinin mutlaka çok detaylı sorgulanması, durumunun araştırılması lazım. Ayrıca çocuk okulunda satranç şampiyonu. Bilim teknik dergileri okuyor. Bilgisayarı peynir ekmek gibi kullanıyor. Deli rolünü iyi yapmak için bile çok akıllı olmak gerekiyor. Bilmem anlatabildim mi?.. - Anladım sayın müdür. Darısı "anlamayan"ların başına.
|