|
|
|
|
'Yalnızlık hayatın vazgeçilmez gerçeği
Yakın zaman önce çıkardığı ve müzik yönetmenliğini Bülent Ortaçgil'in yaptığı Başucu Şarkıları II albümü nedeniyle konser konser gezen ünlü oyuncu Zuhal Olcay, albümü için doğru insanlarla yola çıktığını söylüyor. 'Hüzünlü kadın' imajının yanı sıra ondan beklenmeyecek espriler yapan ve gülmeyi çok sevdiğini söyleyen Olcay, herkesin aslında yalnız olduğunu söylüyor: "Yalnızlık hayatın vazgeçilmez tek gerçeği. Yalnızız. Biriyle beraber olsan da yalnızsın, bir şey değişmiyor." Ünlü oyuncu ve şarkıcı; Zuhal Olcay olmanın gerekliliklerini ise şöyle sıralıyor: "O kadar zor ki bu... Çok çalışmak, işinde çok hırslı olmak, şu olmak bu olmak, yani bildik şeyler. Ama tabii ki çalışacaksın, tabii ki işini çok seveceksin ve tabii ki inandığın şekilde yapmaya çalışacaksın."
'Duruşumu korumak adına kendimi kısıtlıyor muyum?.. Kendimde kısıtladığım şeyler olmuştu ama onların, bu işle uğraşıyor ve Zuhal Olcay olmamla falan ilgisi yok. Bu yaradılışımda olan bir şey. Hiç tanınmıyor olsaydım da böyle biri olurdum herhalde.
* Ben gülmeyi çok fazla seven bir insanım. Esprisiz bir ortam bir süre sonra benim için sıkıcı olmaya başlayabilir. Çok formal bir akşam yemeği benim için intihar gibi bir şey olabilir mesela. Hanım hanımcık, her şeyi yerinde ve zamanında yapan insanlar son derece sıkıcı bulduğum insanlardır. Ama hüzün? Evet hüzün de barındırıyorum içimde... Kim barındırmıyor ki?
'YALNIZLIĞI KABUL ETMELİ'
* Yıllar geçtikçe belli şeyler tabii ki değişiyor. Gençliğinizde sizin için değerli olan bazı şeylerin zamanla aslında o kadar da gecelerce uykusuz kalınacak şeyler olmadığını fark ediyorsunuz. Gelişime açık biriyseniz, kendiniz üzerine kafa yoruyor ve düşünüyorsanız, farkındalık geliştirebiliyorsunuz. O da beraberinde kontrol getiriyor.
* Yeni bir oyuna başlıyoruz. Tilbe Saran ile birlikte oynayacağız. Çok güzel, çok enteresan bir oyun. Tilbe Saran, Türk tiyatrosunda yetişmiş en iyi oyuncu bence. Sanıyorum çok renkli bir çalışma yapacağız.
* Eski eşimle kurduğumuz tiyatro ile hiçbir bağım kalmadı. Öyle olmasını ben istedim. Oysa her tiyatrocunun böyle bir düşü vardır ama bazen düşler gerçekleşiyor ve yok olup gidiyor. Bir olay oluyor mesela, müthiş üzülüyorsunuz. O olayın olduğu gün hayatınızın sonu gibi geliyor. Sonra zamanla o günün bir önemi kalmıyor. Bir laf vardır ya, "Ölüm dediğiniz şey bir kol mesafesinde..." Hep bunu hatırlamakta fayda var. "Peki kardeşim sen bunları bana söylüyorsun da, yaşamında ne yapıyorsun?" diyebilirsiniz. İnanın bana yaşamımdaki tek amacım bunları gerçekleştirmeye çalışmak. Bence güçlü olmak ne biliyor musunuz? Acı çekmemek ya da üzülmemek değil. En üzüldüğün anda bile "Bu bitecek" diyebilmek...
* Yalnızlık hayatın vazgeçilmez tek gerçeği. Yalnızız. Biriyle beraber olsan da yalnızsın, bir şey değişmiyor. Terapistlerin de en önce söylediği şey, "Önce bunu bir kere kabul et. Bağımsız ol. Kocan olabilir, sevgilin olabilir, çocuğun olabilir ne farkeder? Hâlâ yalnızsın, bunu bil. Onun dışında insanlar hayatına girer çıkar, gider kalır. Oluyorsa ne güzel, olmuyorsa n'apalım. Yalnız olduğun gerçeğini hiçbir şey değiştirmiyor. Terapistler insanı buna ikna etmeye çalışıyor.
* Aile formatı uçtu gitti. 200 yıl sonra böyle bir mefhumun kalacağına inanmıyorum. Bunun bir kandırmaca olduğunun hep bilincindeydim. Ama bu demek değil ki evlenmeyelim, aile kurmayalım. Tabii kuracağız, başka nasıl zaman geçecek bu dünyada? Güzel bir oyun, avutuyoruz kendimizi.
'ZAVALLI KADIN DEĞİLİM'
* Gayet iyiyim... Şimdi tabii insanlar ister istemez, "Zavallı kadın, kurban kadın" diyor. Ama inanın hiç öyle değil. Hayatımdan son derece memnunum ve yaşamdaki çeşitli duyguları yaşayabildiğim için yaşama teşekkür ediyorum çünkü insanı sonsuz zenginleştiren bir şey. İyi ki yaşamda birinci perde, ikinci perde, üçüncü perde, dördüncü perde var. Ben daha kaç perde yaşamak istiyorum ve her perdede farklı şeyler olsun istiyorum. Bu konuda hakikaten mutluyum ve aç gözlüyüm.
* Benliğimde, anılarımda çok güzel şeyler var. Bunların hiçbirini tadamadan gitmek var bu yaşamdan. Yaşam adil değil ki. Tabii ki sendeliyor insan bazen. Ama şöyle düştükten sonra kalkıp üstünü temizlemenin zevki de hiçbir şeyde yok. Eğer bir yerin kırılmadıysa.. (Gülüyor) Hoş, onun da tedavisi var... (Marie Claire/Ocak)
|
|
|
|
|
|
|
|
|