| |
|
|
Enfeksiyon kriteri
'MRSA ölümleri' nedeniyle Siyami Ersek hastanesini inceleyen haber eleştirildi. Soru işaretleri doğuran bazı hususlara açıklık getiriyor, habere neşter atıyoruz.
Azrail Burada manşetiyle 7 Ocak tarihinde yansıtılan haber, Türkiye'de 'kalp merkezi' olarak bilinen Siyami Ersek Hastanesi'nde geçen yıl 40 hastanın ölümüne yol açan MRSA virüsünü gündeme taşımıştı. Spotta bir tıp uzmanının "ABD'de bir MRSA vakasında bile hastane kapatılır.." sözlerine ve benzer yönde görüşlere yer verilmişti. Haberde de 2005'te ameliyat edilen 5 bin hastadan 350'sine, yani yüzde 7'sine mikrop bulaştığı, 40'ının öldüğü belirtilmekteydi.
Salgın olursa Florida Üniversitesi Anesteziyooji ve Yoğun Bakım Birimi'nde görevli öğretim üyesi, Yrd. Prof. Murat Sungur'dan bir eleştiri aldım. "Haberler inanılmaz bilgisizlik ve cahillik içeriyor. Eğer gazetedeki rakamlar doğru ise, Siyami Ersek hastanesi ile ilgili yapılacak eleştiri enfeksiyon oranlarının niçin yalnızca ABD, Avrupa genel oranları kadar olduğu sorulabilir, daha düşük olmalı idi denilebilir. MRSA maalesef tüm dünyada her yoğun bakımda bir sorundur. Haberde Cornell Üniversitesi'nde bir uzmana dayanarak bu durumun bir skandal olduğu vs. söyleniyor. Ya böyle bir uzman yok ya da dediği ters anlaşılmış. ABD'de ortalama MRSA oranları Siyami Ersek'ten farklı değildir" diye yazıyor Sungur. Haberde Memorial Hastanesi'nden Prof. Bingür Sönmez'e atfen verilen sözlere de "saçma" diye karşı çıkıyor: "ABD'de ünite ve/veya hastane ancak salgın olursa kapatılabilir. Sabah, Siyami Ersek Hastanesi'ne bir özür borçlu. Böyle uzmanlık isteyen konularda tarafsız olabilecek bir kişiden (ABD'ye gitmeye gerek yok, ülkemizde en iyileri var) görüş alınamaz mıydı?" Muhabir Yıldız Ateş'in yanıtı şöyle: "Türkiye'deki birçok uzmandan görüş aldık. Örneğin Hastane Enfeksiyonları ve Kontrolü Derneği Genel Sekreteri Prof. Serhat Ünal, bir hastanedeki enfeksiyon oranının en fazla yüzde 5 olabileceğini söyledi. Habere yansımayan asıl önemli nokta ise tüm ısrarlara rağmen hastane yönetiminin bize gerçek oranları vermemiş olması. Hastane enfeksiyonu tabirinde bir hastanın ameliyattan sonra en az 48 saat yatırılması halinde hastane mikrobu kapabileceği anlatılıyor. Oysa yapılan 5 bin ameliyattan sadece 2 bin 500 kadarı 2 günden fazla yatış gerektiren büyük ameliyattan sayılıyor. Yani aslında 2 bin 500 hastanın 350'si enfeksiyon kapmıştır. Bu durumda enfeksiyon oranı da yüzde 15'tir. Ameliyatların geri kalanları bir gün yatıp çıkan ve enfeksiyon tabiri içine katılamayan hastalardan oluşuyor. Biz bu oranları bilmemize rağmen, önemli bir hastane olan Siyami Ersek'i yıpratmamak için açıklamadık."
Oran sorunu "Oran gizlemede başvurulan bir başka yöntem ise taburcu olduktan sonra enfeksiyonu ortaya çıkan hastaların istatistiklere yansıtılmaması. Oysa yine hastane enfeksiyonu tabirinde hastaneden taburcu olduktan sonra 10 gün içinde belirtileri ortaya çıkanların, enfeksiyonu hastaneden kaptığı kabul edilir. Ancak Siyami Ersek yönetimi çıkışa yakın enfeksiyon kapan ve belirtileri bir hafta sonra çıkan hastaları oranlara katmıyor. Bu şekilde ölen birçok hastanın yakınlarına enfeksiyonun hastaneden kaynaklandığı da söylenmiyor. Görüştüğümüz 40'a yakın ailenin hiçbirine hastalarının enfeksiyon kaptığı söylenmediğini öğrendik. Siyami Ersek'teki sorun yalnızca oran sorunu değil. Enfeksiyonlu hastaların takibinin yeterli titizlikte yapılmaması hasta ölümlerini 3 kat artırıyor. Siyami Ersek'te çalışan yine adı bizde saklı birçok doktor hastanede son 2 yılda enfeksiyon vakalarının haberimize yansıttığımızdan çok daha fazla olduğunu, daha çok ameliyat yapılıp döner sermayenin artırılmasına çalışıldığını anlatıyor. Hemşire, asistan ve hekimler enfeksiyon sorununun bir an önce çözülmesi gerektiğini dile getiriyor. Neyse ki sonunda Başhekim Yekeler de önlem alınması gerektiğini fark etmiş ki, haberimiz ardından hastane birimlerinin antibakteriyel zeminle kaplanmaya başladığını öğrendik. Ameliyat sonrası hastaların yatırıldığı 3. cerrahi servisinden başlanmış işe. Dileriz ameliyathane ve yoğun bakım ünitelerinde de gereken tedbirler bir an önce alınarak enfeksiyon oranları makul düzeylere düşürülür. Daha da önemlisi hasta enfeksiyon kapsa bile iyi bir bakım sağlanarak ölüme terk edilmez." Yıldız Ateş böylece bazı yeni bilgiler de vermiş oluyor.
Tespitler ve sonuç * Gerçek enfeksiyon oranı yüzde 15 ise, böyle verilmeliydi. "Hastaneyi yıpratmak" diye bir kaygı olamaz. Esas olan, haberin doğruluğu ve halkı uyarı görevidir. * Kapatma için kritik "enfeksiyon eşiği"nin başka ülkelerde ne olduğu ve uluslararası uygulama haberde belirtilmeliydi. * 7 Ocak tarihli gazetede habere geniş yer ayrılmış. Ama hastane yetkilileri bu haberle ilgili görüş almak için aranmış mı, anlaşılmıyor. O "cepheden" sadece bir iki cümle var, ama bunlar Sabah'a doğrudan verilmiş demeçler mi, belli değil. Bu tür araştırma-haberlerde gerekli her görüşün daha ilk günden (eğer görüş alma talebi reddedilmişse bu da belirtilerek) verilmesi doğru olurdu. Haberin "bütünlüğü" için yoğun çaba şart. * Ertesi gün hastanenin açıklaması var. Ama "polemik" üsluplu (yani, "orası öyle diyor ama bilgiler şöyle" şeklinde) verilmiş. Okurlar bunu "yönlendirme" olarak görebilir. Hastanenin görüşünü ayrı bir kutu içinde, "yorumsuz-itirazsız" vermek, yanında başka bir haberde elde edilmiş karşı bilgileri-verileri sunmak daha sağlıklı olurdu. * Cornell'den Dr. Özgen Doğan, bana bilgi verirken "ABD'de bir MRSA vakasında bile hastane kapatılır" şeklinde bir ifadesinin olmadığını, muhtemelen yanlış anlaşıldığını söyledi. Zaten bu görüş, başka uzmanlara göre de doğru değil. ABD ve başka ülkeler, ancak "salgın" teşhisi konunca birim veya hastaneyi kapatıyor. * Sabah'a tepki gösteren Siyami Ersek'ten bazı doktorlar, haberi genelde doğrulamakla ve eleştirilere katılmakla birlikte, başlığı fazla "sert" veya "abartılı" bulmuşlar.
|