kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
  » Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
İnsan büyüyünce hayalleri de mi büyür?
İnsan büyüyünce hayalleri de mi büyür?


Babam ve Oğlum Mükemmel olmayan, kusursuz sayılmayacak bir film ama Yeşilçam geleneklerini ustaca kullanıyor.

Çağan Irmak "Asmalı Konak"la tüm milleti küçük ekrana bağlamayı bildikten ve "Mustafa Hakında Herşey" le belki iyi anlaşılamamış kişisel bir film gerçekleştirdikten sonra, yeniden sinemaya dönüyor ve bizlere üç kuşaktan üç erkeği, yani büyükbaba, baba ve oğulu biraya getiren bir hikaye sunuyor. Jenerik öncesi bölümde, eşi aniden doğum yapan ve onu hastaneye yetiştiremeyen bir kocanın dramını izliyoruz: Kadın parkta doğuruyor ve ölüyor. Tam 12 Eylül 1980 askeri darbesinin olduğu gece... Sadık oğlunu tek başına yetiştiriyor. Ama siyasete bulaşmış olup bir süre içerde kalması bunu kolaylaştırmıyor. Ve yıllar sonra, işsiz gazeteci Sadık, küçük Deniz'le birlikte Ege'deki köyüne dönüş yapıyor. Çizgi roman hastası küçük oğlan orada da çeşitli hayallerle büyürken, Sadık yıllardır dargın olduğu kendi babasıyla barışmayı ve aile yuvasına yeniden yerleşmeyi deniyor.

SİNEMAMIZ TV'NİN ETKİSİNDE
Aslında "Babam ve Oğlum"u jenerik öncesi açılışın ve arada, küçük torunun dedesiyle ilk kez buluşması, Sadık'ın düşüp kalması gibi sahnelerin taşıdığı sinemasal heyecana karşın, çok mutlulukla seyretmedim. Çünkü bu filmde son zamanlarda birçok filmimizin bulaştığı bir öge vardı: TV dizisi havası... Böylece kimi dramatik sahnelerle kimi oldukça komik sahneler (biraz da eski Yeşilçam geleneğinde olduğu gibi) sakıncasızca birbirini izliyor, oyuncu yönetimi yine biraz TV tarzı taşıyor, yönetmen filmin tonu konusunda tam bir seçim yapamamış gözüküyordu. Ben de eleştirimi "TV dizilerinin etkisi altındaki sinemamız" ana temasında yoğunlaştırmayı düşünüyordum. Ama, doğrusu, sonlara doğru işler değişti. Çağan Irmak filmi birden toparladı ve bize art arda kimi unutulmaz sahneler sunmaya başladı. Öyle sahneler ki, içerdikleri yoğun duygu yüküne en uygun bir sinemayla gerçekleştirilmişlerdi ve böylesine başarılmış tek bir sahne bile, bir filmi ölümsüz kılmaya yetebilirdi. Kendi adıma filmin tüm son dörtte birini kolay unutacak değilim: Özellikle 'teyze' Şerif Sezer'in önerisiyle 'amca'nın büyükbabaya verdiği ders bölümünü, yıllar ötesinden gelen amatör çekimleri izleme sahnesini ve tüm finali, ben hemen en güzel sinemasal anılarım arasına yerleştirdim. Demek ki, mükemmel olmayan, kusursuz sayılamayacak bir filmle karşı karşıyayız. Ama, yine de, ne film!... Irmak, izleyemediğim "Çemberimde Gül Oya" dizisinde olduğu gibi, yine 1980'lerin havasını ustaca canlandırıyor, kökenlerine dönerek kusursuz bir aksanla desteklenmiş bir Ege gerçekliği yaratıyor. Hümeyra ve Çetin Tekindor çok iyiler. Baba- oğulda Fikret Kuşkan ve küçük Ege Tanman da. Ayrıca Şerif Sezer ve Bilge Şen de beni mest etti. Yeşilçam geleneğini çağdaşlaştıran (ve bu açıdan usta Lütfi Akad'a adanmış olması son derece doğru gözüken) bu filmi izleyin, seversiniz.

BABAM VE OĞLUM * * *
Yönetim ve senaryo: Çağan Irmak Görüntü: Rıdvan Ülgen Müzik: Evanthia Reboutsika Oyuncular: Çetin Tekindor, Fikret Kuşkan, Hümeyra, Şerif Sezer, Ege Tanman, Yetkin Dikinciler, Binnur Kaya, Özge Özberk, Nergis Çorakçı, Mahmut Gökgöz, Bilge Şen Avşar Film yapımı.
DİĞER SİNEMA HABERLERİ
 "Aşk Mevsimi"nin kahramanları 30 yıl sonra tekrar...
 Harry Potter serisine rakip bir masal ve düşler alemi
 DVD dünyasında yeni sürprizler
 Halk masalı değil televizyon şovu
 Genç olmanın dayanılmaz ızdırabı üzerine bir film
 Costa Gavras özentisi siyasal Meksika yapımı
 Bir düşler İstanbul'unda dönen dolaplar
 Güzelliğe yenik düşen bir canavarın öyküsü
 Polanski'nin 19.yüzyıl Londra'sı
 Sert erkekler, haydutlar ve yasa koyucular
 Sıkıştırılmış TV dizisi havasındaki film
 Zıt kızkardeşler mutluluk peşinde
 Şeytan filminin yeniden çevrimi
 Denizin ortasında tutku ve kıskançlık
 Ama siz ölmemiş miydiniz?
 Olağanüstü bir kadının portresi
 Unutulmaz filmler DVD'de
 Meğer Oscar Wilde ne kadar modern bir yazarmış
 Bu "Guguk Kuşu"nda iş var
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
  » Sinema
    Gurme
Çayın önce uzmanı sonra tutkunu oldu
Çayın önce uzmanı sonra tutkunu oldu
Çay 5 bin yıllık geçmişi ve kültürüyle hayatımızın vazgeçilmez bir...
Yenibosna'ya Ahıskalı göçü
Yenibosna'daki Çobançeşme Mahallesi yaklaşık bir yıldır Ahıskalı...
Üst kimliğimiz ahlaklı Türk vatandaşı olmalı
Babası Münir Nurettin Selçuk. 22 Şubat 1930'da karlı bir İstanbul...
Kış aylarında sinüzite dikkat
Kış ayları üşütmeden kaynaklanan hastalıkların çok sık göründüğü bir dönem.
Aceleniz varsa
Sabahları aceleniz olsa da bu güzellik önerileri için beş dakika bile...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.