Stratejik hatalar

Futbol Federasyonu'nun genel kurul kararı aldıktan sonraki seçim sürecini hatırlayalım. Mehmet Ali Yılmaz ilk adaylığını açıklayan kişiydi. Ardından Ulusoy ile ilgili 5 Ocak'ta görülecek Anayasa Mahkemesi'ndeki dava çıktı. Yılmaz bu gelişmeler ışığında Ulusoy lehine bir karar çıkarsa kendisinin çekileceğini açıkladı. Hemen peşinden Ayhan Bermek adaylığını açıkladı.
Sayın Başbakan ve Bakan Şahin'in, siyasetin taraf olmayacağı konusunda verdikleri işaret ise saygı ile karşılanacak imaları oluşturuyordu. Başlangıçtaki bu olumlu gidiş, kulüpler ve taban birliklerinin uygun nabızları ile de güçleniyordu.
Ne olduysa bundan sonra oldu! Spor kamuoyunda çok sevilen Bermek ve mağduru temsil eden Ulusoy bu gelişmelerden sonra irili ufaklı hatalara düştüler. Bu olumlu gelişmelerden işaret alıp dimdik durması gerekenler esnemeye başladı. Kulüpler birliği başkanı Canaydın'ın "Nasıl oldu da Anayasa Mahkemesi'nden Ulusoy lehine karar çıktı" demesi bu gelişmelerin düğüm noktasıydı.
Öyle anlaşılıyor ki çok önemli bir kanıt bulunmuş ve Anayasa Mahkemesi Ulusoy lehine karar almıştı. Ancak önce Bermek'in sonra da Ulusoy'un taktik hataları seçim sürecini etkileyen nedenleri oluşturdu. Bu süreçte Bermek kendisine yapılan ikazlara rağmen ilk etapta Hasan Doğan ile olduğunu öne çıkaran öncü demeçleri ile irtifa kaybetti.
Ulusoy da gerek mahkeme sürecinde kendisi ile dirsek temasına girenleri ihmal edip gerekse hükümet ortağı görünüşlü açıklamaları ile stratejik hata yapıyordu.
İşte bu bariz hatalar sonucunda bu süratli değişim yaşandı. Hataların değerlendirmesinde Bermek'in bir hatasına karşın iki hata yapan Ulusoy geriye düşmüş gibi gözüktü. Bu gelişmeleri de çok net değerlendiren ve zaten Ulusoy'dan yana olmayan siyaset de, müdahil olarak bugünkü tabloyu ortaya koydu.
Sonuç olarak, seçim sürecinde yanında deneyimli ekipler bulundurmayan adaylar, kendi kaderlerini kendileri tayin etmiş oldu...