| |
Korkuyorum
Bir haftadır bütün gazeteleri okuyorum. Ben ömrü hayatımda bu kadar cesur bir basın görmedim. Ağca aşağı, Ağca yukarı!.. Nasıl erkenden salıverilmiş, daha bilmem kaç yıl yatması gerekiyormuş, katilmiş, falan, filanmış!.. Bahsettikleri adam, sanki süte su katmış basit bir mandıracı!
Yahu, bu Mehmet Ali Ağca nam şahıs, Abdi İpekçi gibi bir ünlü gazeteci ve yazarı öldürmekten yargılanmadı mı? Aynı şahıs, Papa'ya suikast girişiminden yargılanıp İtalyan cezaevlerinde 20 yıl aslanlar gibi yatmadı mı? Üstelik çıt çıkarmadan. Aynı şahıs, bizim güzel memleketimizde hem de askeri cezaevinden asker kıyafetleriyle kaçırılmadı mı? Siz nasıl olur da bu şahsı bu kadar hafife alırsınız, yoksa çaktırmadan dalga mı geçiyorsunuz?
Ne kadar eminsiniz, Mehmet Ali Ağca beyfendinin, kendi başına hareket eden basit bir meczup olabildiğinden? Ne kadar eminsiniz, akıllara hayallere sığmayacak kadar çetrefil bazı ilişkiler ve bağlantılar içinde olup olmadığından? Farz edelim ki, hiçbir bağlantısı yoksa da, bu kez sadece şöhret tutkusu veya kişisel nefret duygularıyla inanılmaz teşebbüslerde bulunmuş bir kişinin, akıl sağlığından ne kadar eminsiniz ki, adamın hakkında ileri geri konuşup yorumlar yapmaktasınız?
Siz, Türkiye'nin faili meçhuller tarihini de mi hepten unuttunuz? Deli misiniz kuzum siz? Bilmiyorum ama belki siz, 20 yılda binlerce gencin hayatını söndüren, 200 milyar dolar da paramıza kan doğrayan PKK terörünün, yalnızca Abdullah Öcalan'ın başının altından çıktığını falan da düşünüyorsunuzdur. Asala'nın ise nasıl bir anda hortlayıp, daha sonra nasıl bıçak gibi kesildiğini de belki tesadüflere bağlıyorsunuzdur. Ya da kim bilir, Kartal cezaevi önünde bayrak açan Ağca sempatizanlarını, herhangi bir takımın taraftarları kadar masum ve kendi halinde sanıyorsunuzdur. 12 Mart'tan sonra usul usul sokakları sarmaya başlayan sağ sol çatışmalarının nasıl olup da, günde 2025 öğrencinin öldürülmesi boyutlarına gelebildiğini ve bittabi 12 Eylül darbesinin ertesi günü nasıl bıçak gibi kesildiğini de, yine aynı tesadüflere bağlıyorsunuzdur.
Ama teşekkür ederim, ben almayayım! Türkiye, Osmanlı'dan çok iyi ve yararlı genetik miraslar almış olmakla, Atatürk'ün Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda demokrasiye doğru ağır aksak da olsa yürümekle, "Hukuk"un üstünlüğünü ağrılı ve sancılı bir şekilde hayata geçirmeye çalışmakla beraber, henüz genel anlamda bir Ortadoğu ülkesi olmaktan ve "tevekkel taalallah" sistematiğinden tümden kurtulabilmiş değildir. Buralarda hala ne yazık ki, her an, herkesin, ortadan kaldırılması ihtimali kuvvetle muhtemeldir ve de bunun "vatana hizmet" faslından yürütülmesi de neredeyse mukadderdir. Bilmem anlattırabildim mi arkadaşlar? Buralarda "korkmak" bir kusur değildir. İnsanlar ancak demokrasileri kadar cesur olabilirler!
Eğer beni fazla vesveseli buluyorsanız, dün İpsala Gümrük kapısından Türkiye'ye sokulurken ele geçirilen, lüks BMW cipin özel olarak yapılmış taban zulasındaki suikast silahlarının, Almanya'da tamircilik yapan bir Sivaslı tarafından ne maksatla getirildiğini hiç merak etmiyorsunuz demektir. O da sizin sorununuz!
|