Tebrikler sayın Bakan
Birkaç gündür spor basınını izliyorum. Spordan Sorumlu Bakan Mehmet Ali Şahin, adeta günah keçisi haline getirilmek isteniyor. Hatta daha ileri gidilip, AK Parti'nin federasyon seçimlerine müdahale ettiği söyleniyor. Müdahaleden ben şunu anlarım: Bir siyasi iktidar bir adamı kullanmak ve kadrolaşmak için federasyon başkanı adayını devlet erkini kullanarak seçtiriyorsa bunun adı MÜDAHALEDİR. Oysa ki mevcut tabloya baktığımızda Mehmet Ali Şahin seçilecek kişiyi değil seçilmeyecek kişiyi daha doğrusu seçilmemesi gereken adayı işaret ediyor. Bunun adı müdahale değildir. Bunun adı sorumluluk ve sağduyudur. Çünkü sevgili Haluk Ulusoy, futbol federasyonu başkanı seçildiği gün hakkında oluşturulmuş 400 sayfalık soruşturma raporuyla karşı karşıya kalacak.
CESURCA DAVRANDI Üstelik bu soruşturma raporu Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun raporu. Ayrıca Ulusoy hakkında 24 tane açılmış dava olduğu söyleniyor. Zaten İsviçre maçı sonrası dünyaya rezil olmuş Türkiye, bir de ilerleyen aylarda hakkında ceza çıkmış bir federasyon başkanının mevcudiyetiyle dünya platformunda daha büyük sorunlar yaşayabilir. Sayın Bakan çok cesurca ve risk alarak bunu belirtiyor. Üstelik yıllardır hiçbir siyasetçide görmediğimiz bir üslupla konuşuyor. Ben sayın Bakan'ın son 1 haftada göstermiş olduğu devlet adamlığı performansını alkışlıyorum. Ama ne yazık ki bizim basınımız rüzgar gülü gibi. Daha birkaç sene önceyi hatırlıyorum. Başta ben bazı yorumcular bangır bangır bağırıyorduk. "Futbol kirleniyor, futbola mafya bulaştı" diyorduk. "Nerede bu devlet" diye haykırıyorduk "Meclis göreve gelsin meclis duruma el koysun" diye davetiye çıkartıyorduk. O zamanlar bu talebimiz siyasi müdahale olmuyordu da şimdi sevgili Bakan'ın aslan gibi açık açık bazı şeyleri ortaya koyması kimilerine göre siyasi müdahale oluyor. Bu durum ancak kutlanır. Son bir haftada diğer siyasetçiler hata yapmadılar mı? Tabii ki yaptılar. Örneğin Melih Gökçek'in "Başbakan Ulusoy'u istiyor" açıklaması yanlış. Türkiye'ye açık açık söylüyorum. Özerk futbol yasası olmasa ve başkan atamayla gelse Erzik futbol federasyonu başkanı olur. Yani bir siyasi müdahale yapılsa amaç Şenes Erzik'i başkan yapmak olacaktır. Keşke olsa da sağ duyulu bir tayin Erzik'i başkan yapsa.
ULUSOY'A 'TUZAK' DEMİŞTİM Gelelim genel kurul üyelerinin bir kısmının kepazeliğine.. Trabzon yönetimini kutluyorum. Başbakan'ın kadim dostu Albayrak'ın Trabzon Başkanı olduğu yapılanmada Trabzon delegeleri söz verdikleri Ulusoy'u satmıyorlar. Hani siyasi müdahale vardı? Siyasi müdahale olsa iktidar Ulusoy'u istemiyor diye en başta çark etmesi gereken Albayrak ve delegeleri olurdu. Asıl eleştirilmesi gereken konu Ulusoy'a söz vermiş yüzlerce insanın onu birkaç gün içinde nasıl sattıklarıdır. Maalesef 10 gün önceki yazımda da söylediğim gibi Ulusoy'a kurulan tuzak işlemiş ve Ulusoy zarar görmüştür. Bundan böyle çekilse üzülecek, seçime girse yine üzülecek İşin en kötüsü kazansa bile üzülecek. Belki başkan olacak ama rahat ve huzurlu çalışamayacak. Ey sevgili Haluk başkan... 10 gün önce seni uyardım. Ama dinlemedin. Mayın tarlasına adım adım girdin. Danışman diye yanında bulunan insanlar, seni uyarmadılar. Ve şu anda üzgün olduğunu biliyorum. Değer miydi hiç? Mehmet Ali Yılmaz "Haluk'ta arıza var" diyor. Başbakan Yardımcısı "Haluk kim ki devletin bakanıymış gibi konuşuyor" suçlamalarıyla karşına geliyor. Strateji her şeydir. İnsan ihtiraslarına, hırslarına ve yanındaki goygoycuların yanlış yönlendirmelerine set çekemezse, sonuç hüsran olur.
|