| |
Kıbrıs'ta sürpriz
Henüz kamuoyuna sızdırılmıyor ama herkes mart sonuna kadar Kıbrıs'ta önemli gelişmeler bekliyor. Herkesten kastımız diplomatik çevreler... İddiaları şöyle: ABD ve İngiltere Dışişleri Bakanları Rice ile Straw'un bu ay Ankara ziyaretlerinin ardından Türkiye yeni paket açacak.
Rumlar günlerdir İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'a ateş püskürüyor. Hatta "Karındeşen Jack" manşetleri bile atıyorlar. Öfkenin nedeni: Straw'un 24-25 Ocak'ta Kıbrıs'a yapacağı gezi programında, Türk kesimini ziyaretin de yer alması. Dahası, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'la makamında, yani Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda görüşmeye karar vermesi. Rumlar bu jestin, "KKTC'nin statüsünün yükseltilmesi" anlamına geleceğini öne sürerek, Londra'ya dört koldan baskıya kalktılar. Önce Straw'un KKTC'ye geçiş kararını iptal ettirmeyi denediler. İngiliz bakan, "Kuzey'e geçmezsem, Güney'e de gelmem" diye kestirince geri adım attılar. Hiç değilse "KKTC'nin ayrı bir devlet olduğu çağrışımı yapacak sembol mekânlarda görüşmemesini" istediler. Önerileri: Talat'la ya Girne'deki evinde görüşmeliydi, ya da Saray Oteli'nde. Straw onu da reddedince Rumlar'ın burunları sürttü. Son duruma göre, şu formüle razı oldular: Straw gezi öncesi bir Rum gazetesinde yayınlanacak makalesinde, Talat'la Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda buluşmasının İngiltere'nin politikasını değiştirdiği anlamına gelmediğini, KKTC'yi tanımayı düşünmediklerini vurgulasın. Görüşme sonrası ortak basın toplantısında da KKTC bayrağı yer almasın! İngilizler'in girişimini küçümsemeyin; Rumlar'a açıkça "Adanın artık tek temsilcisi değilsiniz" mesajını veriyorlar. Üstelik Talat'ın planlaması süren Londra gezisinde Başbakan Tony Blair ile Downing Street No. 10'da, yani başbakanlık konutunda biraraya gelmesiyle bu mesaj daha da güçlendirecek. Benzer bir hazırlık da Washington'da yürütülüyor: Türk tarafının siyasal düzeyini yükseltmek. "De jure", yani hukuken değil ama "De facto" tanımayı biraz daha güçlü hissettirmek. Diplomatik çevreler, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın ay sonundaki Ankara ziyaretinde bu niyetin sinyallerini vermesini bekliyorlar.
Türkiye'nin paket hazırlığı ABD ve İngiltere'nin Rumlar'ı hedef alan bu uyumlu, hatta ortak baskıları sonucu gerekli ortam hazırlanınca, yine diplomatik çevrelere göre, sıra Türkiye'nin yeni paketine gelecek. En geç Mart sonuna kadar açıklanacağı tahmin edilen, hatta bazı çevrelere bakılırsa "Eli kulağında olan" bu paket, Kıbrıs'ın iki tarafında kısıtlamaların eş zamanlı kaldırılmasını öngörecek. Yani Ankara geçen yıl Mayıs ve Temmuz aylarında yaptığı çağrıyı tekrarlayacak. Türkiye'nin girişiminin AB'de bu kez daha sıcak, daha ilgiyle karşılanmasına ve daha çok destek bulmasına kesin gözüyle bakılıyor. Bu iyimserliğin ardında Rumlar'ın ayak oyunları sonucu AB'nin KKTC'nin tecridini azaltacak önlemleri (ticaret tüzüğü, mali yardım) hayata geçirememesinin ezikliğinden kurtulmak için fırsat kollaması gösteriliyor. Ya Ankara'nın paketi de sonuç vermezse? Bu olasılık ilginç sürprizlere gebe. Arada BM Genel Sekreteri Kofi Annan yeni bir girişim başlatmazsa ya da o denemesi de başarısızlıkla sonuçlanırsa, Türk ve Rum taraflarının ayrılıkları kesinleşecek. Ve gündeme yepyeni bir formül gelecek: Tayvan modeli. Hem de çifte Tayvan modeli: Türkiye, Rum tarafıyla siyasi tanıma olmaksızın ekonomik ilişki kuracak. AB ve onun ardından tüm dünya da adanın siyasi temsilcisi olarak Rumlar'ı tanımaya devam edecek ama KKTC ile ticari bağlar kuracaklar. Hemen olmasa bile zamanla. Yavaş yavaş. Ve eminiz, o yolda ilk adımı da ABD atacak. Türkiye'nin, hükümetin Kıbrıs politikası gerçekten doğru yönde ilerliyor.
|